Pissin, leş gibi içki kokuyorsun, anlamsız Topallıyorsun. | Open Subtitles | ،أنت قذر تفوح منك رائحة الخمر تعرج بطريقة غير مفهومه |
Birkaç ay sonra, kuzeydoğu Amazon'daydım, bir köye girmiştim ve köyün şamanı, "Topallıyorsun" dedi. | TED | لاحقا، وبعد عدة أشهر، كنت في شمال شرق الأمازون ومررت بقرية هناك قال لي المطبب "إنك تعرج." |
- Zoya sağ tarafından biraz Topallayarak yürüyordu. Herhalde sorun kalçasındaydı. | Open Subtitles | زويا كانت تمشي ببلاهة وكانت تعرج عرجة بسيطة على رجلها اليسرى |
Yazık ki topallıyor, zavallı şey. | Open Subtitles | مؤسف أنها تعرج تلك المسكينة |
Ve tıpkı onun gibi aynı dizinin üzerinde aksıyorsun. | Open Subtitles | وأنت تعرج على نفس الركبة التي أصيب فيها. |
- Mumyanın sadece tek bir gözü var. - Hem tek göz hem de topal. | Open Subtitles | ـ المومياء لديها عين واحدة ـ عين واحدة و تعرج |
Biraz topallar ama bugüne kadar tek bir bardak bile düşürmemiştir. | Open Subtitles | تعرج قليلا لكنها أبدا لم تدلق الشراب |
İlk devreden sonra topalladığını gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتك تعرج بعد الشوط الأول، ماذا حدث لك؟ |
- Sen de Topallıyorsun. | Open Subtitles | يسألنى ماذا حدث ليدي وأنت أيضا تعرج |
Neden Topallıyorsun Büyükbaba? | Open Subtitles | لماذا تعرج يا جدّي؟ |
Topallıyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرج. |
Topallayarak kasabaya kadar yürümen uzun sürer... Dur. | Open Subtitles | سيستغرق بعض الوقت للسير إلى المدينة وخصوصا وأنت تعرج |
Topallayarak ormana gittiğini görünce peşinden gidip yardım etmek istedim ama sonra... | Open Subtitles | شاهدتها تعرج باتجاه الغابة فلاحقتها لارى هل بأمكاني المساعدة ولكن حينها. |
Ama o usluydu ve tereddütsüz bütün gün çalışırdı gece olduğunda da ahıra Topallayarak giderdi dövülene ve ertesi sabah tekrar çalışana kadar karanlıkta hareketsiz dururdu. | Open Subtitles | لكنها أطاعتنا وعملت طوال اليوم بلا تردد ومن ثم كانت تعرج إلى الحظيرة ليلاً |
Bapu, yine topallıyor. | Open Subtitles | بابو , انها تعرج ثانية |
Annen neden topallıyor? | Open Subtitles | لماذا تعرج والدتك؟ |
- Neden aksıyorsun? | Open Subtitles | - لماذا تعرج ؟ - |
- Mumyanın sadece tek bir gözü var. - Hem tek göz hem de topal. | Open Subtitles | ـ المومياء لديها عين واحدة ـ عين واحدة و تعرج |
Biraz topallar ama bugüne kadar tek bir bardak bile düşürmemiştir. | Open Subtitles | تعرج قليلا لكنها أبدا لم تدلق الشراب |
Dışarıda topalladığını gördüm. Vietnam mı? | Open Subtitles | -رأيتُكَ تعرج بالخارج |
Hadi. Kımılda biraz. - Topallama. | Open Subtitles | -هيا، تحرك بسرعه، لا تعرج |
Tünelde arkamızda kalmıştı ve bacağı topallıyordu. | Open Subtitles | كانت خلفنا تمشى وهى تعرج |
Artık topallamadığını farkettim. | Open Subtitles | لاحظت أنك لم تعد تعرج |