| İlk bilgisayara kadar izini sürmek, ...yani yükleyeni bulmak, çabuk ve kolay olmayacak. | Open Subtitles | تعقّبه إلى الحاسوب الأوّل الذي رفعه لن يكون سهلاً أو سريعاً |
| Oradan satıldığı nalbura ya da internet mağazasına izini sürebiliriz. | Open Subtitles | فلربما يمكننا تعقّبه إلى متجر أدوات أو موقع إنترنت |
| Tamam, arama gizli numaradan olduğuna göre izini süremeyiz. | Open Subtitles | حسنٌ، إذًا المكالمة جاءت من رقم محجوب، الذي يعني لا يمكننا تعقّبه. |
| İki evren arasindaki fark algisinda sorun yaratacak bu da takip edilmesini kolaylastiracak. | Open Subtitles | الاختلافات بين عالمه و عالمنا، ستكلّفه وقتاً ليتكيّف، ممّا يسهّل تعقّبه |
| İki evren arasındaki fark algısında sorun yaratacak bu da takip edilmesini kolaylaştıracak. | Open Subtitles | الاختلافات بين عالمه و عالمنا، ستكلّفه وقتاً ليتكيّف، ممّا يسهّل تعقّبه. |
| Şirket telefonu kullandığından izini de süremiyoruz. | Open Subtitles | لا يستخدم إلاّ الجوّال الصادر من "الشركة"، لذا لا يمكننا تعقّبه |
| CDC'de tedarikçilerin listesi olabilir, böylece ben de izini sürebilirim. | Open Subtitles | وكالة مكافحة الأوبئة لديها قائمة الموردين وآنذاك يمكننا تعقّبه |
| Onun maillerinin izini sürebilecek mi bakalım. | Open Subtitles | سأرَى ما إذا كان بإمكان صديقي تعقّبه من خلال بريدها الإلكترونيّ. |
| Maalesef izini süremiyorum. | Open Subtitles | المشكلة هي بأنني لا أستطيع تعقّبه |
| Uluslararası yönlendirmeydi. İzini süremiyoruz. | Open Subtitles | إنه موزّع عالمي لا يسعنا تعقّبه |
| Cesedi her nereye gömdüyse.. ...oraya kadar onun izini sürebilirim. | Open Subtitles | يفترض أن بوسعي تعقّبه إلى حيث أخذ الجثة |
| O zaman o adamın izini sürün. | Open Subtitles | إذاً، حاولي تعقّبه |
| K-9 onun izini evinden şu ağaçlık alana kadar sürdü. | Open Subtitles | تعقّبه كلاب البحث من منزلها، |
| Her neyse, izini sürebiliriz. | Open Subtitles | بأيّ حال، نستطيع تعقّبه. |
| İsveçli izini bulmuş. | Open Subtitles | لقد تعقّبه (سويد). |