| çünkü sert bir tutumu vardı bir diğer sebepse taş ocağında bir kaza oldu ve yüzünde dinamit patladı. | Open Subtitles | وبسبب إسلوبه الصلب وأيضاً ، بسبب لقد تعرض لحادثه في مقلع حجري و ديناميت تفجر على وجهه |
| Birkaç gün önce bina havaya uçtu. | Open Subtitles | منذُ أيامِ مضت، ذلك المبنى تفجر. |
| Uzaya çıkacağını söylemiyorum ama ben yapacağım. Roket yapacağım. Kendini havaya uçurma da. | Open Subtitles | لن يطير فى الفضاء لكنى سأصنع صاروخ حسناً لا تفجر نفسك |
| Bu kapıyı patlatıp açsan da, biz de... | Open Subtitles | لماذا لا تفجر هذا الباب حيث يمكننا |
| Gidelim. Vakit kazanmak istiyorsan tünelin çıkışını havaya uçur. | Open Subtitles | إذا كنت تريد شراء بعض الوقت يجب عليك أن تفجر النفق |
| Hiçbirini patlatmadan bütün mayınları temizlemelisin. | Open Subtitles | عليك أن تكشف عن الألغام من دون أن تفجر أحدها |
| Senin batırmanı ve sonunda bu işin benim suratımda patlamasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريدك ان تفشل الامر و تفجر هذه المشكلة في وجهي |
| Meclis'i patlatmadın ama saldırıyı üstlendin çünkü gerçek saldırganlar gizli kalmak istiyor. | Open Subtitles | إذًا أنت لم تفجر مبنى وزارة الدفاع لكنك تحملت تهم ذلك لأن المهاجمين الفعليين أرادوا أن يظلوا مجهولين |
| Acil durum kilitlerini havaya uçurmak için patlayıcıları da yanında götürecek. | Open Subtitles | سوف تحضر مفجرات كي تفجر أحزمة العزل من أجل تفجير طواريء |
| Bu arada Alvo'nun kafası patladı ama, büyütülecek bir şey değil. | Open Subtitles | على كل حال , رأس " ألفو " قد تفجر لا اكثر |
| Bill içindeyken binanın gaz borusu patladı. | Open Subtitles | . إنبوب غاز قد تفجر بالبناية بينما كان " بيل " بداخلها |
| Bütün hepsi uçup gitti ve çakramız patladı. | Open Subtitles | و الأشياء مرت، الإبداع تفجر. |
| Sonra da demir yolu havaya uçtu. | Open Subtitles | تفجر السكة الحديد |
| Burayı havaya uçurma be çocuk! Eşantiyon kurabiyeler veren bir kurabiye dükkanı var burada. | Open Subtitles | يا فتى لا تفجر هذا المبنى ان فيه عينات كعك مجانية |
| Etrafta el bombası patlatıp sokak aralarında saklanıyorsun. | Open Subtitles | تفجر القنابل اليدوية و تختبئ في الازقة |
| Sistemleri geri yüklemeleri 15 dakika sürer. Okulu havaya uçur, oyun bitsin! | Open Subtitles | لمعاودة النظام يحتاجون 15 دقيقة تفجر المدرسة وتنتهي اللعبة |
| Her neyse, dinamiti patlatmadan önce buz üzerinde ne kadar ileri atabileceğimiz tartışmasına girdik. | Open Subtitles | وبدأنا مسابقة من سيرمي الديناميت لمسافة أبعد قبل أن ينفجر؟ تعلم, إنها إهانة للفيدراليين أن تفجر القطار, أبتاه |
| Senin batırmanı ve sonunda bu işin benim suratımda patlamasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريدك ان تفشل الامر و تفجر هذه المشكلة في وجهي |
| Meclis'i patlatmadın ama saldırıyı üstlendin çünkü gerçek saldırganlar gizli kalmak istiyor. | Open Subtitles | إذًا أنت لم تفجر مبنى وزارة الدفاع لكنك تحملت تهم ذلك لأن المهاجمين الفعليين أرادوا أن يظلوا مجهولين |
| Bu doğru ise komuta babamı ve diğer tüm mahkûmları havaya uçurmak üzere ve bunu durdurmak için elimden hiçbir şey gelmiyor. | Open Subtitles | ولو كان هذا صحيحاً فإن القيادة على وشك أن تفجر .. أبي |
| "patlatma İçin Geri Sayım" Asteroidi patlatmalısın. Düğmeye bas! | Open Subtitles | شيرمان , عليك ان تفجر الكويكب اضغط على هذا الزر! |
| Sanıyorum güvenli bir mesafeden patlatmak için yönteminiz vardır. | Open Subtitles | انا افترض انك تريد ان تفجر الديناميت عن طريق الريموت من مسافه امنه |
| Damascus, Oahu'yu götürmeye yetecek kadar patlayıcı ile yüklüydü. | Open Subtitles | لكن ديمسكاس كانت مليئة بمتفجرات يمكنها أن تفجر كل المنطقة |
| Yemin ederim ki, kardeşim, kendini patlatmanı isteyebilirim ama kendi ağzına işemeni, asla istemem. | Open Subtitles | أخي , اقسم لك بأنني قد اطلب منك أن تفجر نفسك و لكنني لن اطلب منك أبداً أن تبول في فمك |
| Bir El-Kaide teröristini işe alıp mutfağımızı havaya uçurmasını istiyorum. | Open Subtitles | "هل أريد تعيين ممرضة تشبه "ارهابي القاعدة لكي تأتي و تفجر المطبخ ؟ |
| Bu tip şeyleri içeri sokuştururken; ellerinizi havaya uçurmamaya özen göstermelisiniz. | Open Subtitles | بالطبع يجب أن تضعها في المكان الصحيح من دون أن تفجر يديك |