| Lütfen bunu yapma.Hadi. Yemin ediyorum... Orada bir saniye bekle. | Open Subtitles | أرجوك لا تفعلي ذلك ، هيا اقسم ، انتظري لحظة |
| - bunu yapma. - Hiçbir şey yapmadım. Sen bir bebeğe benziyorsun. | Open Subtitles | ـ لا تفعلي ذلك ـ أنا لم أفعل شيئا، فيا لك من طفل رضيع |
| - Gidiyorum. - bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ـ سوف أغادر ـ لا، ليس عليكِ أن تفعلي ذلك |
| - Bizim için yemek getirmiştim. - Bunu yapmana gerek yoktu. | Open Subtitles | لقد أحضرت بعض الطعام للعشاء ما كان يجب ان تفعلي ذلك |
| Hayır, hayır yapma bunu. Jess, Jess kes şunu. Jess. | Open Subtitles | لا, لا, لا, لا تفعلي ذلك جيس، جيس،جيس، توقفي عن ذلك, جيس, جيس |
| Senden sadece ebeveynine farklı bir açıdan bakmanı istedim sadece bunu yapmanı istedim... | Open Subtitles | أسألكِ أن تري أهلكِ بضوء آخر أسألكِ أن تفعلي ذلك وحسب وتبدئين بالهجوم |
| bunu yapma, Betty. Gidersen, kızını bir daha göremeyeceksin. | Open Subtitles | لا تفعلي ذلك , يا بيتي اذا ذهبت فلن تري ابنتك مجددا |
| - Lütfen bunu yapma. | Open Subtitles | وآمل أن لا يغمى عليك أرجوك ِ لا تفعلي ذلك |
| - Lütfen bunu yapma. | Open Subtitles | وآمل أن لا يغمى عليك أرجوك ِ لا تفعلي ذلك |
| Lütfen, peşimdeler. Bana bunu yapma. | Open Subtitles | من فضلك لا تفعلي ذلك معي ، إنهم في الطريق إليّ |
| Bir daha sakın bunu yapma. Ne kadar üzüldüm biliyor musun? | Open Subtitles | لا تفعلي ذلك ثانية أبدا ، هل لديك فكرة كم كنت حزينة؟ |
| bunu yapmak zorundasınız, yani... yani...bilmiyorum. | Open Subtitles | يجب أن تفعلي ذلك الآن, أنا جادة يجب أن تعرفي ماذا تفعلين |
| Oh, bebeğim, bebeğim. bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | اوه،حبيبتى،حبيبتى لست مضطرة لان تفعلي ذلك |
| Çünkü şu an senden her şeyi isteyebilirim ve sen bunu yapmak zorundasın. | Open Subtitles | لأنه الآن يمكنني أن أطلب منكِ فعل مثلاً، أي شيء، وعليكِ أن تفعلي ذلك |
| - Hızlıca düzeltirim. - Oh, hayır, hayır, Bunu yapmana gerek yok. | Open Subtitles | ـ سوف أرتبها بسرعة ـ لا، لا، ليس عليكِ أن تفعلي ذلك |
| - Bunu yapmana karşı olmam beni iki yüzlü yapmaz. | Open Subtitles | واقع أنّي لم أردك أن تفعلي ذلك لا يجعلني منافقًا. |
| - Haydi ama, Audie, yapma bunu. - Hayır, Charles. Sana tapıyorlar. | Open Subtitles | هيا ، "أودي" ، لا تفعلي ذلك - " لا ، "تشارلز - |
| Gigi, bana çıkma teklif etmek istediğini biliyorum... ama bunu yapmanı istemiyorum. | Open Subtitles | جيجي اعرف انك تريدين ان تطلبي مني الخروج بموعد لكني لا اريدك ان تفعلي ذلك |
| Çekim sırasında Yapma şunu. | Open Subtitles | . لا تفعلي ذلك بينما يصورون ماذا تفعلين بحق الجحيم ؟ |
| Bunu oğlumuza nasıl yapabildin? | Open Subtitles | كيــ .. كييف يمكنك أن تفعلي ذلك لأبننا ؟ |
| Yapabilirsin. Ben yapabiliyorsam, sen de yaparsın. | Open Subtitles | أنكِ تستطيعين أن تفعلي ذلك أذا أستطعتُ أنا, فتستطيعين أنتِ أيضاً |
| Ama bunu bilerek yapmadın. Bunu bilmiyordun. | Open Subtitles | لكنكِ لا تفعلي ذلك عمدًا أنتِ تجهلين بأمره |
| O'Reily'e beslediğin bu duyguları toprağa göm, çünkü bunları yapmazsan başın belaya girer. | Open Subtitles | و سِيري بتلكَ المشاعِر نحوَ أورايلي إلى الأرض لأنهُ ما لم تفعلي ذلك ستواجهينَ المشاكِل |
| -Hayır, bunu yapmış olamazsın. | Open Subtitles | -أنت لم تفعلي ذلك -نعم لقد فعلتها |
| Gerçek dünyada başarısızlığa uğramadan önce bunu yapman bence harika bir şey. | Open Subtitles | إنه لأمر رائع أن تفعلي ذلك قبل فشلك في العالم الحقيقي |
| bunu yapmamanı, yoksa yakalanacağını söylemek için gönüllü oldum. | Open Subtitles | لقد تطوعت حتى أكون الشخص الذي يقول لكِ لا تفعلي ذلك وهذا سيجعلكِ تُمسكين |