| Video: Anlatan: Bütün bunlar Amerika'yı yeniden güçlendirmek hakkında. | TED | فيديو: راوي: الأمر متعلق بإعادة تقوية أمريكا. |
| Güneydeki kuvvetleri güçlendirmek istiyor olmalısınız. | Open Subtitles | . الفرسان السود ، يحصلون على حصتهم هل تتمنى تقوية قواتنا في الجنوب ؟ |
| Ya da şu yaprakları dikleştiren güçlü ilaçtan her mutfağa lazım. | Open Subtitles | او بعض الامور بالمطبخ للمساعدة على تقوية الاوراق |
| O halde, savunmayı güçlendirmeliyiz. | Open Subtitles | اذاّ, علينا تقوية الحجه. |
| CIP cihazını işe yaramaz hale getirmek için firewallı desteklemeliyiz. | Open Subtitles | علينا تقوية الجدار الناري للحماية لكي يكون جهاز معالج تداخل القنوات عديم الفائدة |
| Yeniden gelmemizdeki en yüce görevimiz Majestelerinin otoritesinin güçlenmesine hizmet etmekti. | Open Subtitles | . مهمتنا الأكبر هي خدمة جلالتك , و تقوية القوة الملكية |
| Uçan payandalar, tıpkı katedrallerdeki gibi, ağacın tepesini güçlendirmeye yarar. ve o bireyin daha uzun yaşamasını sağlarlar. | TED | تساعد الدعامات الطائرة علي تقوية قمة الشجرة، كما تفعل في الكاتدرائيات. وتساعدها لتعيش لفترة أطول عبر الزمن. |
| Hipokamp anıları, muhtemelen orijinal duyusal deneyim sırasında uyarılan sinaptik bağlantıları güçlendirerek kodlar. | TED | ثم يقوم الحُصين بتشفير الذكريات، عادةً من خلال تقوية الاتصالات المتشابكة المُصاحبة للتجربة الحسية الأصلية. |
| Bu, biz siyah insanları, Amerika'da güçlendirecektir. | Open Subtitles | . يساعد فى تقوية السود هنا فى أمريكا ، ليس فقط روحيا ً .. و لكن ذلك سيعطينا الحافز على |
| Potansiyelimi keşfetmek ve geliştirmek istiyordum bu da zihnimi ve bedenimi güçlendirmek demekti böylece yeteneklerimi, kendimi incitmeden kullanabilecektim. | Open Subtitles | أريــد إكتشــاف وتـطوير إمكانياتــي مما يعني يجب تقوية ذهنـي وجسـمي لأستطيع أستخدام قدراتي من دون إيذاء نفسي |
| Babalarla kızlar arasındaki bağı güçlendirmek için düzenlenen Hıristiyanlara özgü bir organizasyon işte. | Open Subtitles | حسناً، إنه حدث ديني يهدف إلى تقوية الرابط بين الآباء و بناتهم |
| Bu gladyatör eğlencelerinin amacı ekip uyumunu güçlendirmek. | Open Subtitles | المغزى من هذه المجالدة الإلهائيّة هو تقوية الترابط بين أفراد الوحدة. |
| Kızların da güçlü olduğuna inanıyorum ama bunu kendi yolunla bulmalısın tamam mı tatlım? | Open Subtitles | اسمعي، أنا أساند تقوية الفتيات، لكن سيتوجب عليك البحث عن قوتك في مكان آخر، اتفقنا يا عزيزتي؟ |
| Maymun gibi ağır bir av ile uçmak, Dünya'daki en güçlü kartal olabilmeye yetecek kadar kas yapmayı gerektirir. | Open Subtitles | للطيران بفريسة بوزن القرد عليه تقوية عضلاته حتى يصبح العقاب الأقوى على وجه الأرض |
| Tek yapmamız gereken düşmanı geçecek kadar güçlü bir sinyal yollamak ve Asilerin burada mahsur kaldığımızı öğrenmelerini sağlamak. | Open Subtitles | علينا تقوية الإشارة حتى تذهب إليهم وندعم يعلمون أننا مُحاصرون هنا. |
| Bağlantıları güçlendirmeliyiz. | Open Subtitles | علينا تقوية روابطها |
| -Görev grubunu güçlendirmeliyiz. | Open Subtitles | -نحتاج تقوية لجنة العمل . |
| Tünelin tamamını tahtayla desteklemeliyiz, Roger. 100 metresini birden. | Open Subtitles | "يجب عليك تقوية النفق بالكامل "روجر الـ 335 قدم كلها |
| Tünelin tamamını tahtayla desteklemeliyiz, Roger. 100 metresini birden. | Open Subtitles | "يجب عليك تقوية النفق بالكامل "روجر الـ 335 قدم كلها |
| Bu da kolunun güçlenmesine yardımcı olacak. | Open Subtitles | الذي تحتاجه. وهذا سيساعدها على تقوية ذراعها. |
| Artı, kulunçlarını ve kürek kaslarını* güçlendirmeye çalışacağız böylece göğüs kaslarının üzerindeki yük azalacak. | Open Subtitles | زيادة على ذلك.نحن سوف نعمل على تقوية افخاخك العليا وماشبه ذلك ليستطيعو ان يدعمو الحمل الذي على ظهرك |
| Jessi'nin yardımıyla bağı güçlendirerek onunla iletişim kurmaya çalıştım. | Open Subtitles | لمحاولة الأتصال به مساعدة جيسي هي تقوية ممر التواصل |
| Bu, biz siyah insanları, Amerika'da güçlendirecektir. | Open Subtitles | . يساعد فى تقوية السود هنا فى أمريكا |