| Immobiliare yeni bir şey olabilir. Avrupa tek bir holding olabilir. | Open Subtitles | إموبيليار يمكن أن يكون شيء جديد تكتل أوروبي |
| Bay Corleone'nin, bu gayrimenkuller şirketini, uluslararası bir holding yapmak için iddialı bir programı var. | Open Subtitles | السيد كورليون له برنامج طموح لتوسيع هذه الشركة في تكتل دولي |
| Wayne Girişimcilik sırlarını korumak pahasına adam öldürebilecek bir kurula sahip milyarlarca dolarlık bir holding. | Open Subtitles | وين الشركات هو تكتل بمليارات الدولارات، مع لوحة من شأنها ان تقتل لحماية أسرارها. |
| Bir holdingi kalbini hedef alarak çökertemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تقوم بتدمير تكتل بإطلاق النار عليهم في القلب |
| Kuzey ve Güney Amerika'nın en büyük holdingi. | Open Subtitles | أفضل تكتل في أمريكا الشمالية والجنوبية |
| 9 Mayıs'ta dünyanın en büyük holdingini alaşağı ettik. | Open Subtitles | في التاسع من مايو قمنا بهدم أكبر تكتل في العالم |
| 9 Mayıs'ta dünyanın en büyük holdingini alaşağı ettik. | Open Subtitles | في 9 مايو، ونحن أنزل أكبر تكتل في العالم. |
| Bir telekomünikasyon şirketi işletmek harika bir kılıf açıkçası. | Open Subtitles | إنه لغطاء جيد أن تُدير تكتل شركات للإتصالات |
| Dünya ekonomisine derince yerleşmiş tek bir holding. | Open Subtitles | تكتل راسخ بشدّة في إقتصاد العالم |
| LeMarchal'ın ana bilgisayarını "hack"ledim ama "TWM" harflerini bulmak için Avrupa'nın en büyük medya holding'lerinden birinin binlerce dosyasında gezinmek asırlar sürebilir. | Open Subtitles | (لـقدإخترقتُأنظمـة(لي مـارشال، لكن الخـوض عبر كل مـلف لأكبر تكتل لـشركات الإعلام الأوربية |
| MARACAY GRUP= EMILIO SOLANO TARAFINDAN KURULMUŞ HOLDİNG | Open Subtitles | "مجموعة (ماراكي) تكتل فنادق أنشأها (إيميليو سولانو)" |
| Ama oldukları şey bu, şeytani bir holding. | Open Subtitles | و لكن هذه هويتهم تكتل من الشر |
| E Corp, dünyadaki en büyük holding. | Open Subtitles | ،شركة (إي) أكبر تكتل في العالم |
| Ya tek bir holdingi al aşağı edebilseydin? | Open Subtitles | ماذا لو كنتُ قادر على هدم تكتل واحد؟ |
| Pentair, bir ABD sanayi holdingi ve yaklaşık on yıl önce ana elektrikli alet işlerini sattılar ve bu kazançlarını su işine yatırdılar. | TED | PENTAIR هي عبارة عن تكتل صناعي أمريكي، ومنذ حوالي عقد من الزمن، قاموا ببيع وسائل الطاقة الأساسية الخاصة بأعمالهم وأعادوا استثمار تلك العائدات في مشاريع المياه. |
| 9 Mayıs'ta dünyanın en büyük holdingini alaşağı ettik. | Open Subtitles | في التاسع من مايو قمنا بهدم أكبر تكتل في العالم |
| Bir telekomünikasyon şirketi işletmek, harika bir kılıf. | Open Subtitles | إنه لغطاء جيد أن تُدير تكتل شركات للإتصالات |
| Tek kaybeden, büyük peynirli kek şirketi "Ana Kuzusu Fırını" olacak. | Open Subtitles | إنّ الخاسرين الوحيدينَ تكتل كعكةِ الجبن الكبيرِ... ... "مخبزالأُمِّالصَغيرِ." |