| - Heather'la konuştuk. - Ona sorunundan bahsettik. | Open Subtitles | ــ تكلمنا مع هيذير ــ وأخبرناها عن مشكلتِك | 
| Rubins ile konuştuk ve bize ne olduğunu anlattı. | Open Subtitles | تكلمنا مع عائلة روبنز واخبرونا بماذا حدث | 
| Joanne Raphelson'un New York'taki yayıncısı ile konuştuk. | Open Subtitles | تكلمنا مع محرر جوانا رافيلسون في نيويورك | 
| Evet, karısıyla birkaç kez görüştük. Elimizden geldiğince hızlı davranmaya çalışacağız. | Open Subtitles | نعم ، نحن تكلمنا مع زوجته عدة مرات اننا نتحرك سريعا بكل ما نستطيع | 
| Bu sirkette çalisan birkaç kisiyle görüstük ancak hiç kimse Steve Madden halka arzi hakkinda bir sey bilmiyor. | Open Subtitles | لقد تكلمنا مع عدة موظفين لا أحد يتذكرأي شيء عن الاكتتاب العام على أسهم ستيف مادن | 
| Az önce Ruslarla konuştuğumuza göre onu kaçıranlar oldukça uyarı almış olurlar. | Open Subtitles | والأن، بما أننا تكلمنا مع الروسيين فسيصل كلامٌ إلى خاطفيها | 
| Katalist Kağıt ile görüşüyoruz. | Open Subtitles | لقد تكلمنا مع " كتاليست بيبير" | 
| İç güvenlikle konuştuk ve iyi haberlerimiz var. | Open Subtitles | تكلمنا مع الأمن الداخلي ولدينا أخبار رائعة | 
| Bilmelisiniz ki Bay Dereham, eskiden o yatakhanede kalan birkaç hizmetçiyle konuştuk. | Open Subtitles | يجب عليك ان تعرف, يا سيد ديرهام بأننا تكلمنا مع بعض الوصيفات الذين اعتادوا على النوم في الملجأ نفسه | 
| Ailenle konuştuk. | Open Subtitles | اسمعي,لابد وانك منهكة للغاية لقد تكلمنا مع والديك,سيلتقون بك | 
| Onun sınıf arkadaşlarıyla yine konuştuk. | Open Subtitles | حسناً، لقد تكلمنا مع زميلاتها بالصف مرة أخرى | 
| Görgü tanığı komşularla konuştuk, ...geçen ayda Indira Starr'ın arabasını gördüklerini söylediler. | Open Subtitles | تكلمنا مع مراقبي الحي وقالوا أنهم رأوا سيارة أنديرا ستار هناك طوال الشهر الماضي | 
| Dün gece annenle konuştuk ama babanın öldüğünü bilmiyorduk. | Open Subtitles | تكلمنا مع أمك ليلة البارحة ، لم نعلم شيئا حول ذلك | 
| Çevreyi araştırdık, silah seslerini duyup camdan bakan bir kaç kişiyle konuştuk. | Open Subtitles | اه, قمنا بالاستطلاع, تكلمنا مع القليل من الناس الذين سمعو اطلاق النار, نظرو من نافذات منازلهم | 
| annesi adama resmen tasma takmış, onu aştıktan sonra konuştuk, hiç bir şey söylemiyordu. | Open Subtitles | وبعد أن تكلمنا مع أمه والتى كانت تٌضيق الخناق عليه كثيرًا لم يُقل شيئًا | 
| Sadece buranın müdürü ile konuştuk. | Open Subtitles | واسمع هذا. تكلمنا مع مديرِ المصنع هنا | 
| Bu sabah avukatla konuştuk yakında evde olacak. | Open Subtitles | لقد تكلمنا مع المحامين هذا الصباح | 
| O cesur çevreci feministleri birer kahraman olarak görenlerle konuştuk. | Open Subtitles | لقد تكلمنا مع العديد من الاشخاص الذين شاهدوا هولاء المحتجون الشجعان كابطال . | 
| Spencer Ailesi ile görüştük. | Open Subtitles | تكلمنا مع عائلة (سبينسر) وإنهم يتمنون... | 
| Bu sirkette calisan birkac kisiyle gorustuk ancak hic kimse Steve Madden halka arzi hakkinda bir sey bilmiyor. | Open Subtitles | لقد تكلمنا مع عدة موظفين لا أحد يتذكرأي شيء عن الاكتتاب العام على أسهم ستيف مادن | 
| Olayda adı geçenlerle konuştuğumuza inanıyoruz. | Open Subtitles | ولكننا نعتقد أننا تكلمنا مع الشخص أو الأشخاص المعنيين | 
| Onunla görüşmüyoruz. Nick Rubenstein ile görüşüyoruz. Ari onu temsil ediyor. | Open Subtitles | تكلمنا مع (ريك روبنستين) (آري) يمتله. |