| Gidip onunla konuşman gerek, çünkü seni dinler, çünkü o... o... seni deli gibi seviyor. | Open Subtitles | وأحتاجك أن تكلميه لأنه سيستمع لك لأنه .. |
| Ona ulaşman gerek Alicia. Hemen şimdi onunla konuşman gerek. Endişelenme, ben de onu planlıyordum. | Open Subtitles | يجب أن تتصلي به يا أليشا يجب أن تكلميه الآن لا تقلق، هذا ما أنوي فعله |
| - Onunla böyle konuşman yanlış. | Open Subtitles | ليس من الجيد لكِ أن تكلميه بهذه الطريقة |
| Belki onla konuşmanı artık istemiyorum. | Open Subtitles | . ممم ، ربما لا أريدك أن تكلميه بعد الآن |
| - Onunla senin konuşmanı istiyorum. - Kendimi mi riske atayım? | Open Subtitles | أريدك أن تكلميه وأضع نفسي في الخطر؟ |
| Onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تكلميه إنه يخفي مشاعره جيّدًا... |
| Gidip onla konuşmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تذهبي و تكلميه |
| Şükretmelisin Lizzie. Seni beğendiyse, onunla konuşman gerek. | Open Subtitles | انظري للجانب المشرق يا (ليزي) فإن أعجبتيه، يجب أن تكلميه |
| Şükretmelisin Lizzie. Seni beğendiyse, onunla konuşman gerek. | Open Subtitles | انظري للجانب المشرق يا (ليزي) فإن أعجبتيه، يجب أن تكلميه |
| Jules, burada konuşmanı istediğim birisi var, tamam? | Open Subtitles | (جولز), هناك شخص ما أريدك أن تكلميه, حسناً؟ |
| Onunla konuşmanı istiyor. | Open Subtitles | يريدكِ ان تكلميه |
| Eğer Drake gelirse, onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | ربما لكن اذا كان (دريك) هناك يجب عليكِ أن تكلميه |