| Üstesinden geleceğinizi biliyorum, ama daha sonra üzgün olmaktansa şimdi güvende olmanızı tercih ederim. | Open Subtitles | أعرف بأن بأمكنكم معالجته، لكني أفضل أن تكونو بآمان |
| Anneniz, sizi oraya götürmek niyetinde, çünkü hep bir arada olmanızı istiyor. | Open Subtitles | و امك تريد ان تكون هناك بسبب انها تريد منكم يا شباب ان تكونو قادرين على البقاء معا |
| Şimdi uçakta olmanız gerekiyordu. | Open Subtitles | أنتم يارفاق من المفترض أن تكونو على الطائرة الان |
| Dinleyin, sizin burada olmanız gerekmiyor. | Open Subtitles | إسمعو, يا رفاق ليس بالضرورة أنّ تكونو هنا |
| - İnsanların olmanızı umduğu yerde olmayın asla. | Open Subtitles | لا تكونو حيث الناس يعتقدون منكم أن تكونو عليه |
| Unutmayın, sağlam durmalı ve birlik olmalısınız. | Open Subtitles | ولأن تذكروا أنتم الأثنان أن تكونو حازمين و متحدين |
| Erkeklerden başka birşey konuşmaya hazır olduğunuzda beni arayın. | Open Subtitles | -اعطوني اتصالا عندما تكونو مستعدين للحديث عن شيئا اخر غير الرجال .. |
| Burası tam da insanların olmanızı umduğu yer. | Open Subtitles | أنه بالضبط حيث الناس يعتقدون أن تكونو عليه |
| Ve sizin, birinci pilotun ve kabin memuru bu deli kadının, ve bu uçaktaki herkesin Usame Bin laden'in bu gece silahlı kuvvetlerimiz tarafından sizin için öldürüldüğünü ilk bilenler olmanızı istiyorum. | Open Subtitles | ونحن نريدك مع ضابطك الأول ومضيفة الطيران السيدة مجنونة لكي تكونو أول من يعلم على هذه الطائرة |
| Artık biraz daha titiz olmanızı istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | أتوقع يا رفاق أن تكونو أكثر حدة قليلا ، اتفقنا؟ |
| Ama şimdilik hepinizden sabırlı olmanızı istiyorum. | Open Subtitles | لكن الى غاية الآن عليكم أن تكونو صبورين |
| Yanımda olmanız güvenli değil. | Open Subtitles | يجب أن أذهب من غير الأمن أن تكونو حولي |
| Zengin olmanız herşeyi yapmanıza izin veriyor. | Open Subtitles | يمكنكم شرب ما تريدون عندما تكونو أغنياء |
| ...yani dikkatli olmanız gerek. | Open Subtitles | . لذا عليكم أن تكونو حذرين |
| Sakın benim gibi patronun adamı olmayın, olur mu? | Open Subtitles | لا تكونو "ماسحيّ تفاح" تعساء مثلي، أيها الأولاد |
| "Olabildiğince yaratıcı olun. Veya olmayın. Umurumda değil." | Open Subtitles | "كونو مبدعين أو لا تكونو كذلك" "أنا لا أهتم" |
| Herkes dinlesin. İyi bir yer kapabilmeniz için, 11'e kadar orada olmalısınız. | Open Subtitles | إسمعو يجب أن تكونو هناك في تمام الساعة الحادية عشرة |
| Bilmem sadece düşündüm ki bence arkadaş olmalısınız. | Open Subtitles | لا اعرف ، فقط فكرت بأنكم ينبغي أن تكونو أصدقاء |
| - Hazır olduğunuzda. | Open Subtitles | عندما تكونو مستعدين يا شباب. |