Senin şu Craig'in büyük tekne işi için yolda olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | لا ينبغي أن تكون في طريقك إلى كريغ، كبيرة، اه، وظيفة القارب؟ |
Burada söz edilen Kikuchiyo sen isen on üç yaşında olman lazım. | Open Subtitles | أذا كنت أنت كيكيشيو المذكور هنا فأنت يجب أن تكون في الثلاثين من العمر |
en tepede olmak emekliyken yüksek bir geliriniz var manasına geliyor. | TED | حين تكون في الأعلى يعني أنك تتمتع بدخل مرتفع في التقاعد. |
Aynı anda iki yerde olmak, artık mümkün gibi görünüyor. | TED | يمكنك، كما تبين، ان تكون في مكانين في أن واحد. |
Yani tahmin edebilirsiniz ki, anlık karar vermek zorunda olan polis memurları için bu fazlasıyla zarar verici olabilir. | TED | وهكذا يمكنكم تخيل، رجال الشرطة الذين عليهم اتخاذ قرارات فورية يمكن أن تكون في مركز صنع القرارات الضارة جدًا. |
Bütün dokümanlar kronolojik sıralaya göre. Yani- - Üstte olmalı. | Open Subtitles | جميع الوثائق مرتبة زمنية, لذلك يجب أن تكون في الأعلى. |
Yarın saat tam 9:00'a kadar hazır olması için elinden geleni yap. | Open Subtitles | تأكد من أن هذه الاوراق يجب أن تكون في المكتب الساعة9 صباحاً |
Morali düzgün olduğunda, yeniden sorarım. | Open Subtitles | سوف أطلبها المال مرة أخرى عندما تكون في مزاج جيد |
Bebeğim, ne yapıyorsun? Yatakta olman lazımdı. | Open Subtitles | صغيري الحبيب , ما الذي تفعله يجب أن تكون في الفراش |
Tanrım! Stüdyoda olman gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ليست لك من المفترض أن تكون في الاستوديو ؟ |
Senin İsviçre'de olman gerekirdi serseri! | Open Subtitles | من المفترض أن تكون في سويسرا يا أبن السافلة. |
Hayatımda olmak istemiyorsan 2 seçeneğin var. Ya taşınırsın ya da zili çalarsın! | Open Subtitles | إذا لا تريد أن تكون في حياتي لديكَ خيارين, إنتقل, أو إقرع الجرس. |
Yerel güvenliğe teşekkürler, üniversite kampüsünde olmak elektronik tasma takmak gibi bir şey. | Open Subtitles | حسنا، بفضل الأمن الداخلي أن تكون في حرم جامعي كأنك تلبس سوارا إلكترونيا |
Her yerde olabilir. Kodeste, zindanda eziyet ediliyor olabilir! Ah! | Open Subtitles | يمكنها ن تكون في مكان,في السجن في البرج,غارقة في النهر |
Her yerde olabilir. Kodeste, zindanda eziyet ediliyor olabilir! Ah! | Open Subtitles | يمكنها ن تكون في مكان,في السجن في البرج,غارقة في النهر |
Bu parti endüstriyel nakliye konteynırının içi gibi veya Brooklyn'deki iğrenç bir kulübün içi gibi ilginç bir yerde olmalı. | Open Subtitles | هذه الحفلة يجب أن تكون في مكان ما مثير مثل في مصنع حاويات الشحن او في نادي قذر في بروكلي |
İnsanımızı evlerine getirmek önceliğimiz olmalı. | Open Subtitles | إعادة أسرانا الى بيوتهم يجب أن تكون في سلم الأفضلية |
en aşağısı ise yakanızı bir araya getirmekte zorlanıyorsunuz demek. | TED | وحين تكون في الأسفل يعني أنك تناضل لأجل تلبية الاحتياجات. |
Yarın saat tam 9:00'a kadar hazır olması için elinden geleni yap. | Open Subtitles | تأكد من أن هذه الاوراق يجب أن تكون في المكتب الساعة9 صباحاً |
Seni bir arkadaş gibi evime sokuyorum, insanlarla tanıştırıyorum İhtiyacın olduğunda ödünç para veriyorum. | Open Subtitles | أرحب بك في بيتي,كصديق. أقدمك للناس أقرضك المال عندما تكون في حاجته |