| yalnız kalmak istiyorsan eve gidip eşyalarını toparla ve çık git. | Open Subtitles | إذا كنت تريدين أن تكون لوحدك عودي إلى موطنك, إحزم حقائبك وأرحلي |
| Ve şimdi de yalnız kalmak istiyorsun. | Open Subtitles | و الآن نحن ثلاثة و تريد أن تكون لوحدك |
| Yalancı, sen sadece yalnız kalmak istemiyorsun... | Open Subtitles | كاذب. انت فقط لا تريد أن تكون لوحدك |
| Yalnız olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | ليس عليك ان تكون لوحدك لا احدا منا عليه ذلك |
| Kendi evinde yalnız kalamıyorsun. | Open Subtitles | ترغب في أن تكون لوحدك، لا يمكنك حتى أن تكون لوحدك في منزلك |
| Hapse geri dönecek ve yalnız olmayacaksın. | Open Subtitles | إذا أعدتك للسجن مرة أخرى لن تكون لوحدك |
| - Tabii yalnız kalmak isterseniz ayak bağı olmak istemem. | Open Subtitles | - إلا إن أردت أن تكون لوحدك لا أريد أن أعيقك |
| Sanırım yalnız kalmak istiyorsun. | Open Subtitles | أشعر بأنك تريد أن تكون لوحدك |
| Ama eğer yalnız kalmak istiyorsan... | Open Subtitles | لكن إن أردت أن تكون... لوحدك... |
| yalnız kalmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | هل أردت أن تكون لوحدك ؟ |
| Yalnız olmak istemedin mi? | Open Subtitles | أردت أن تكون لوحدك |
| Veya belki de burada oturuyorum çünkü sen yalnız kalamıyorsun. | Open Subtitles | او ربما انا اقف هنا لانك لا تستطيع أن تكون لوحدك |
| yalnız olmayacaksın. | Open Subtitles | أنت لن تكون لوحدك |