Şüphelilerden birinin bulunan cep telefonu. | Open Subtitles | لقد وجدنا تلفون محمول مع أحد المشتبه بهم |
Bir el bilgisayarı, cep telefonu, ve yeni arabanın anahtarları | Open Subtitles | تلفون خلوي، و المفاتيح لسيارتك الجديدة |
Cep telefonu, İnternet, kablolu TV. | Open Subtitles | تلفون خلوي, تلفزيون وقمر صناعي |
Ve anladığım kadarıyla tırmanabileceği bir Telefon direği falan da yok. | Open Subtitles | انا أعتقد أن هنالك سلك تلفون يمكن لها أن تتسلقه وتعبره |
Yeni bir saat, güzel bir Telefon veya hoş bir sanat kitabıdır dedim. | Open Subtitles | ربما ساعة جديدة أو تلفون رائع أو كتاب رائع أو شيء ما |
Yarından önce benimle konuşman gerekirse, bunu kullan, sakın ne ofisi, ne de ev telefonunu kullanma. | Open Subtitles | ستبقين هذا معك اذا اردت ان تكلميني قبل صباح الغد ستستخدمين هذا ليس تلفون المكتب او المنزل |
Telefonun Furby'e sıkışmış, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | انتي تعلمين بأن هناك تلفون ملتصق بذلك الشيء الفرو , اليس كذلك |
Syd, adamlardan birinin cep telefonu var. | Open Subtitles | أحد الرجال كان عندهم تلفون خلوي. |
Şüphelinin cep telefonu bulundu dedektif. | Open Subtitles | وجدوا تلفون المشتبه به، أيها المفتش |
Eğer hedefin cep telefonu varsa siyah hedefi beyazlara nazaran vurmakta çok daha hızlı davranıyorlar. | Open Subtitles | عندما يكون لدى الهدف تلفون خلوي، انهم أكثر ميلا لاتخاذ هذا القرار لإطلاق النار على الهدف البريء عندمايكونأسود... |
Bu Marshall'ın telefonu. | Open Subtitles | هذا تلفون مارشال |
Marshall'ın telefonu. | Open Subtitles | هذا تلفون مارشال |
Dedektif Reese'in telefonu. | Open Subtitles | تلفون المحققة ريس. |
Dürüst olmak gerekirse, hiç problem değildi. Aman tanrım. Telefon kulübesi. | Open Subtitles | لأكون صريحًا , لم تكن مُشكلة إلهي , كبينة تلفون , هذا حظ شُكرا إلهي |
Kendime Telefon almak için Esther'le aynı şeyi yapmak zorunda kaldığımı. | Open Subtitles | بان علي فعل ماتفعله استر لشراء تلفون خاص بي 168 00: 19: 14,736 |
- Geri döndüğümüzde, Telefon kulübesi falan bulup, 911'i ararız.. | Open Subtitles | عندما نعود، سوف نتصل بالطوارئ من تلفون العملة أو ما شابة. |
Profesörle hindistan cevizinden Telefon yapıyorduk. | Open Subtitles | كنت بعمل تلفون من جوز الهند مع المراكبي! |
Uydu telefonunu kullanmanı istiyorum tamam mı? Tabii, kanı fark etmedin bile baba. | Open Subtitles | لذلك أريد منك أن تستعمل تلفون الأقمار الاصطناعية هل تفهم حتى أنك لم تلاحظ الدم على وجهي يا أبي |
Serna ev telefonunu kaldırdı. | Open Subtitles | لقد امسك سينرا تلفون المنزل |
Elly'in telefonunu getirsene. | Open Subtitles | "أحضر تلفون "إيلي" من "أمير |
- Telefonun yok! | Open Subtitles | -ليس لديكِ تلفون |
Her iki bağlantı da şehir merkezinde bulunan ankesörlü bir telefondan gelmiş. Yani, bu sitenin arkasındaki kişi yerel birisi ve dikkat çekmek istiyor. | Open Subtitles | المعلومتان جاءتا من تلفون عمومي في مركز المدينة ، إذاً ، كائنا من كان وراء الموقع |