| "Spencer Ricks diyor ki, 'Yemek ve temizlik yaptığı sürece sorun yok."' | Open Subtitles | سبينسر ريكس يقول : لا بأس بهذا طالما أنها تطبخ و تنظّف |
| İğrenç olan şey siz üyelerin hala temizlik yapmayı bilmemesi. | Open Subtitles | أتعرف ماهو السيء؟ أنك أيهـا المبتدىء لازلت لا تعرف كيف تنظّف. |
| Dolu bir silahı temizliyor olmanıza. | Open Subtitles | . أنّك كنت تنظّف سلاحا محشوًّا |
| Benim bütün yaşamımı sizin evinizi temizleyen bir kadından tamamen çıkaracağını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | لأنك قضيت أوقاتاً مع المرأة اللاتينية التي كانت تنظّف بيتكم؟ |
| Belki bunların hepsi bir gün unutulup gidecek ve sana temizlikçi olarak bir iş verebiliriz pembe talaşlı kusmukları temizlemek için. | Open Subtitles | ويمكننا توظيفك عامل نظافة تنظّف القيئ بالصودا الوردية |
| Onları alabilirsin, ama o zaman senin temizlemen gerekir. | Open Subtitles | يمكنك أخذها ولكن عليك حينها أن تنظّف اللحم الميت بجرح ظهري |
| O kadar çok temizliyorsun ki yerleri aşındıracaksın. | Open Subtitles | أنت تنظّف صعب جدا أنا خائف أنت ستلتصق الكلب في غسالة الصحون. |
| Üzerindeki kanı temizliyormuş. Olay yerinden bir buçuk kilometre ötede. | Open Subtitles | تنظّف دماء عن نفسها على مِيل تقريبًا من مسرح الجريمة |
| temizlik için evde olmadıkları zamanı beklemen gerekiyor. | Open Subtitles | سيتوجّب عليك الإنتظار لحين مغادرتهم حتى تنظّف |
| Annem hiç temizlik yapmadı evi bok götürürdü. | Open Subtitles | لم تنظّف أخي قط المنزل اللعين كان زريبة خنازير! |
| Hayır, ona temizlik için para ödüyorum. | Open Subtitles | كلا، أدفع لها لكي تنظّف. |
| Bir anne daha iyi temizlik yapardı. | Open Subtitles | الأمّ تنظّف أفضل من ذلك |
| Benim halımı temizliyor. | Open Subtitles | هي تنظّف سجادتي |
| Aman Tanrım, kukunu temizliyor! | Open Subtitles | ربّاه، إنّها تنظّف مأخّرتك. |
| Private Benjamin gibi her sabah tuvalet temizliyor. | Open Subtitles | إنها تنظّف المراحيض كل صباح وكأنها العميل (بنجامين) اللعين |
| Pisuarları temizleyen o çarpık dişli hatunu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف تلك القمامة متآكلة الأسنان التي تنظّف المباول؟ |
| Suyumuzu temizleyen bitkileri kaybediyor muyuz? | Open Subtitles | هل نحن مقبلون على خسارة النّباتات الّتي تنظّف ماءنا؟ |
| Bana inanmazsan anlarım. Ama sokakları temizlemek istediğini söylemiştin. | Open Subtitles | أنا أتفهّم هذا إن لم تصدقني أنت قلت بأنّك تريد أن تنظّف الشوارع |
| Bütün bu boku temizlemek gerek, hepsini! | Open Subtitles | يجب أن تنظّف هذه الفوضي ، كلّها |
| Korkunç modelimi burada parçaladım ve temizlemen için sana bıraktım. | Open Subtitles | حطّمتُ نموذجي في مكتبك وتركتك تنظّف الفوضى |
| Olukları temizlemen lazım | Open Subtitles | ينبغي أن تنظّف مجرى مياه المطر *يوجد فوق البيوت* |
| Tuvalet temizliyorsun ya da çim biçiyorsun ya da her ne halt ediyorsan. | Open Subtitles | صحيح؟ تنظّف المراحيض، أو تقص العشب، |
| Niye böyle temizliyorsun? | Open Subtitles | لماذا تنظّف مثل هذا؟ |
| Min-Yung kaybolduğu gün onun evini temizliyormuş. | Open Subtitles | كانت (مِن يانغ) تنظّف منزله في اليوم الذي إختفت فيه. |