|    (İç çeker) Ancak hemen fark ettim ki sadece Vicky'ye ne olduğunu anlamaya çalışmıyordum.     | TED |     (تنهد) ولكن ما أدركته بسرعة كان أنني لم أحاول اكتشاف ماذا حدث لفيكي فقط.     | 
|    (İç çeker) Bassam, kızını öldüren askeri bile affetti.     | TED |     (تنهد) حتى إنه سامح الجندي الذي قتل بنته.     | 
|    (İç çeker) Yalan söylemeyeceğim, affedilmek istedim.     | TED |     (تنهد) لن أكذب إليكم أنني أردت أن يغفر لي.     | 
|    İzin ver seni duyayım ki hayatta olduğunu bileyim. İnle!    | Open Subtitles |     دعني أسمعك، حتىأعرفانكمازلتحياً، تنهد!    | 
|    Sadece çok derinden bir iç çekti ve bunu yaptı.    | Open Subtitles |     انه تنهد بعمق كبير فقط وثم قال :    | 
|    Sanırım kapı az önce iç çekti.    | Open Subtitles |     أظن إن هذا الباب تنهد للتو    | 
|    (İç çeker) Bana şartlı bir af teklif etti.     | TED |     (تنهد) قدمت لي نوعاً ما المغفرة المشروطة.     | 
|    (İç çeker) Ona işkence ettim...     | TED |     (تنهد) وعذبتها...     |