| Beni neden uyandırmadın? | Open Subtitles | لقد فوتت طعام الافطار لما لم توقظني من النوم |
| Niye her zamanki gibi beni uyandırmadın? | Open Subtitles | لماذا لم توقظني كما تفعل دائماً؟ |
| yaklaşık 14 dakika önce neden beni uyandırmadın ? | Open Subtitles | منذ أربعة عشر دقيقة لماذا لم توقظني ؟ |
| Selam, dostum. Beni bir daha asla bu kadar erken uyandırma. | Open Subtitles | مرحبا, يارجل, إياك أن توقظني مبكرا هكذا مرة أخرى.. |
| Bütün gece dans edip, içki içiyoruz, sonra buraya geliyoruz, beni beceriyorsun şimdi de beni uyandırıp dışarı mı atıyorsun yani? | Open Subtitles | رقصنا طوال اليل وشربنا وانا الان عندك سحبته طوال الليل والان توقظني |
| Siz uyandırmasanız, siren ya da çöp arabası uyandırırdı. | Open Subtitles | إن لم توقظني أنت كان لصفارة إنذار أو شاحنة نفايات أن توقظني |
| Beni uyandırmalıydın. Gina nın yanına dönmeliyim. | Open Subtitles | كان من المفترض أن توقظني يجب أن أعود لجينا |
| David? Beni uyandırmayı unuttun. | Open Subtitles | ديفيد، لقد نسيت أن توقظني |
| Beni uyandırmadın ve arabamda hala bir sorun var. | Open Subtitles | أنت لم توقظني و و لدي مشكلة في شاحنتي. |
| Onu öldürmeyen bir semptomu söylemek için uyandırmadın beni. | Open Subtitles | لم توقظني لتخبرني بعرضٍ لا يقتلها |
| Neden geldiğimizde uyandırmadın beni? | Open Subtitles | لمَ لم توقظني عندما جئت إلى هنا؟ |
| Neden uyandırmadın ki | Open Subtitles | أنا أخبرتك أن توقظني |
| Neden gece beni uyandırmadın ? | Open Subtitles | لما لم توقظني ليلة الأمس؟ |
| Oto, neden beni sabah anonsu için uyandırmadın? | Open Subtitles | الساعة 30ر12 أوتو) لما لم توقظني لإعلانات الصباح) |
| Evet, saat altı için uyandırma çağrısı yapar mısınız? | Open Subtitles | نعم , هل يمكنني الحصول على مكالمة توقظني عند الساعة السادسة ؟ |
| Beni uyandırıp, evimden dışarı ne için sürükledin. | Open Subtitles | توقظني من نومي وتسحبني خارج بيتي، ولأجل ماذا؟ |
| Akşam işten eve geldiğinde beni uyandırırdı. | Open Subtitles | كانت توقظني في الليل عند عودتها |
| Güzel not fakat beni uyandırmalıydın. | Open Subtitles | مذكرة جميلة لكنك لم توقظني لم يكن لدي القلب لفعل ذلك |
| David? Beni uyandırmayı unuttun. | Open Subtitles | ديفيد، لقد نسيت أن توقظني |
| Ama... buraya birazcık barbekü sosu sürüyorum, ...ve alarm kapandığında, ...buraya gelip beni uyandırmanı istiyorum. | Open Subtitles | لكنّي سأدهن بعض الصلصة، و عندما ينطلق المنبّه، أريدكَ أن توقظني. |
| Ayşe ablaya "Alışverişe gidiyorum,uyandırmayın" demiş, çıkmış. | Open Subtitles | قالت أنها ذاهبة للدكان وطلبت من آيه أن لا توقظني |
| Beni uyandıracak kadar büyük bir güçtü. | Open Subtitles | الطاقه كانت بشكل كافي لكي توقظني |
| Gece istemen durumunda sana evimin yol haritasını çizeyim, böylece beni uyandırabilirsin. | Open Subtitles | ربما أرسم لك خريطةً في حال لو أردته في المساء لأقودك لحيث أعيش كي توقظني |
| Eh, kuzen, uyumama yardımcı olsun diye ilaç vermek için beni uyandırıyorsun. | Open Subtitles | إذا يا إبن العم، أنت توقظني لتعطينى دواء يساعدنى على النوم |
| Amca, sorun nedir? Bu sabah beni erken uyandırdın. | Open Subtitles | Chachu، ما هي المشكلة التي كنت توقظني في الصباح الباكر |