| Bu seramik dolgulu titanyum duvarı tereyağı bıçağıyla delmeye çalışmak gibi. | Open Subtitles | حسنا.هذا أشبه بأختراق جدار تيتانيوم مقوى بالسيراميك بإستخدام سكين زبدة,لن أنجح |
| Takdir edersiniz ki; bir futbolcu için, ayağında -- titanyum bir parça olması karmaşık bir durum. | TED | يمكنك أن تتخيل إنه حقا من المحيل أن تلعب كرة القدم عندما تمتلك تيتانيوم في المكان الذي اعتادت أن تكون هناك ساق. |
| titanyum alaşımı. Oldukça iyi yapılmış, oldukça pahalı, oldukça özel bir kasa. | Open Subtitles | سبيكة تيتانيوم هنا، إنهّا جيّدة الصنع حقاً، و مكلفة جداً |
| titanyum şarjörü, 3000-dönüşlü, 3'ten 300'e kadar ayarlanabilir. | Open Subtitles | تيتانيوم معاد الشحن، 3,000 دبوس مستدير مع إنفجارات من 3 إلى 300 |
| titanyum şarjörü, 3000-dönüşlü, 3'ten 300'e kadar ayarlanabilir. | Open Subtitles | تيتانيوم معاد الشحن، 3,000 دبوس مستدير مع إنفجارات من 3 إلى 300 |
| titanyum zırh, çok-amaçlı göz-hizası görüntüleme, ve 6 içecek bardağı taşıyıcısı. | Open Subtitles | درع تيتانيوم والعديد من التجهيزات و 6 حاملات شراب |
| titanyum uçlar ve daha güçlü fırlatıcılar ısmarlıyorum. | Open Subtitles | انا طلب نصائح تيتانيوم و بندقية إنطلاق أكثر قوة. |
| İzi takip edilemeyen ileri düzeyde titanyum alaşımdan yapılmışlar. Peki ya yüzük? | Open Subtitles | انها مصنوعه من سبيكه تيتانيوم مطورة وهي غير مسجله |
| Bunun titanyum olmadığı belli ama bu şey gemiye uyarsa eve dönebilirim. | Open Subtitles | حسناً أنها ليست بالضبط تيتانيوم ولكن أذا تماسك هذا الشيئ أستطيع العودة الى الديار |
| O hastanın kafasına 20 yıl önce yerleştirilmiş titanyum çivi. | Open Subtitles | هذه شريحة تيتانيوم تم زرعها بمريضك منذ 20 عاماً |
| 12. yaş günümde titanyum santrifüj alınmasını çok istiyordum böylece, bilirsin, radyoaktif izotopları ayırabilecektim. | Open Subtitles | في عيد ميلادي الثاني عشر إحتجت بشدة إلى طارد تيتانيوم مركزي لكي، كما تعرفين، أستطيع فصل النظائر المشعة |
| Anne, görüş alanını ölçen Callaway titanyum... - ...golf sopası almamız gerekiyor! - Her vuruşa metreler ekliyor. | Open Subtitles | أمي، نريد مضرب تيتانيوم كالاواي إنه يضيف الياردات عند أي تأرجح |
| Sopası çelikten, paratoner olarak kullanılan sopa da çelikten ama baş kısmı titanyum alaşımlı olmalı. | Open Subtitles | لكن الرأس لا بد أن يكون لديه سبيكة تيتانيوم فيه |
| Plazma ateşlemeyle titanyum yüzeyleri parçalara ayırır. | Open Subtitles | تطلق أجرام البلازما السماوية القادرة على العودة إلى المكان الأصلي يمكنها قطع صحن تيتانيوم بسمك أربع بوصات |
| Daha önce hiç devlete ait titanyum bir çantayı saklamak gibi bir sorunun oldu mu? | Open Subtitles | حاولت أبدًا وأخفيت حقيبة تيتانيوم لقضية حكومية هاربة من قبل؟ |
| Birçok iyileşmiş kırığı ve titanyum platini var. | Open Subtitles | هو لدية كسور متعددة ملتئمة و شرائح تيتانيوم |
| Tellerimiz teknoloji harikası titanyum alaşımından yapılıyor. | Open Subtitles | أسوارنا مصنوعة من سبيكة تيتانيوم متطورة جداً. |
| Bir çeşit titanyum alaşıma ait parçalar bulduk. | Open Subtitles | بين ذلك والحريق ، لم يتبقى الكثير وجدنا قصاصات من نوع ما من سبيكة تيتانيوم ، وذلك |
| Mach 7'de hareket eden katı titanyum çubuklardır. | Open Subtitles | هي قذائف تيتانيوم صلبة تُسافر لمسافة 7 ماخ ـ من أنت ؟ |
| Yüzde ikiden daha az manganez, titanyum... | Open Subtitles | أقل من إثنان بالمائة آثارِ منجنيزِ، تيتانيوم - |
| Hepsi 3 kat karbon kağıdı ile sarılı havası alınmış paketlenmiş titanium, pastikle bağlı. | Open Subtitles | كلّثلاثةمغلّفونفيورقة كاربون.. ومعبأ بعد تفريغ الهواء منه في تيتانيوم مخطّط بالبلاستيك، الآن، انظر إلى هذا |