| "Tilly teyzeye verilen son bir şans, vasiyetin gizli olduğunun söylenmesidir ." | Open Subtitles | فرصة أخيرة واحدة لإخبار العمّة تيلي أنّ العزيمة في الخزانة |
| Yolun karşısındaki dairede oturan Tilly Anderson'ı tanıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | هل تعرفين تيلي أندرسون من الشارع المقابل ؟ |
| Tilly'e, kızını Fairmont'taki 9-12 yaş grubu Pilates kursuna göndermesini söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرت تيلي بأنهم بحاجه لضمها لصفوف المراهقه في الفيرمونت |
| '70 lerde Bay Telly Savalas'ın* evini temizlerken ben de sınırı aşmıştım. | Open Subtitles | لقد تخطيت حدودي في السبعينات عندما نظفت منزل السيد "تيلي سافالاس" |
| Batı Malad, Telly Alley, oda numarası 28. | Open Subtitles | ملاد الغربية, زقاق تيلي , غرفة رقم 28 |
| Her zaman Tilly Smith adında küçük bir kızın hikayesi aklıma gelir. | TED | دائماً أفكر في قصة فتاة صغيرة تدعي "تيلي سميث". |
| Tilly Hala, kalbim sana aitken nasıl evlenebilirim? | Open Subtitles | آه، يا عمتي "تيلي"، كيف يمكنني ذلك و قلبي معلَّق بكِ؟ |
| Balık ezmesini çok sevdiğinizi hatırlar gibiyim Tilly Hala. | Open Subtitles | أتذكر أن عجين السمك هو إحدى أشيائك المهارية يا عمتي "تيلي" |
| Ama Tilly Hala'nın bu konudaki fikirleri Nuh'dan kalma. | Open Subtitles | لكن نظرة عمتي "تيلي" لهذه الأشياء انتهت منذ زمن |
| Jennifer, Bayan Tilly, onunla bir ilişkiniz var mıydı? | Open Subtitles | "جينيفر", سيدة تيلي! هل كنت على علاقة معه؟ |
| Kurbanın cesedini bulan Jennifer Tilly'nin şüpheli olup olmadığı konusunda henüz resmi bir açıklama yapılmadı. | Open Subtitles | هي من إكتشف الجثة ولم ترد أي إفادة رسمية تفيد أن السيدة "تيلي " مشتبه بها -يا إلاهي |
| Bu arada Bayan Tilly, bir imzanızı alabilir miyim? | Open Subtitles | بالمناسبة يا آنسة "تيلي" هل يمكنني الحصول على توقيعك؟ |
| Telly çekiçle geldi ben de tepki gösterdim, oldu mu? | Open Subtitles | قام (تيلي) بسحب المطرقة، وما فعلته هو رد الفعل، حسناً؟ |
| Telly. Karanlıkta ne yapıyorsun? | Open Subtitles | تيلي ماذا تفعلين بالظلام ؟ |
| Telly Stern bana mesajı iletti. | Open Subtitles | تيلي ستيرن... . هو من طلب مني هذا |
| - Kapatıyorum. Telly Savalas birkaç Nazi öldürecek. | Open Subtitles | علي الذهاب, (تيلي سافالاس) سيقوم بقتل بعض النازيين |
| Telly kumar borçlarını tahsil etmek için mi gönderildi? | Open Subtitles | وتم إرسال (تيلي) لتحصيل ديون المراهنات الخاصة بك؟ |
| Telenet'i karşılarız, dansımızı da ederiz. | Open Subtitles | أتعلمين , سنقاوم "تيلي نت" بطريقتنا الخاصة |
| Neyse, karım ve çocuklarım iki saat içinde Telle Köprüsü'nde olacaklar, hiç değilse gidip onları oradan almalı -- | Open Subtitles | على أي حال، زوجتي والأطفال سيكونوا عند جسر تيلي في غضون ساعتين على الأقل سنكون هناك لمقابلتهم في حال إن ـــ ــ |
| Tully. | Open Subtitles | تيلي |
| "Tillie'nin Büyük Aşkı" filminin bileti, üzerinde "rüşvet" yazan bir zarf. | Open Subtitles | تذكرة لمشاهدة فيلم (تيلي بنشرد رومانس) ظرف مكتوب عليه "رشوة" .. |
| Bana karşı tavrı çok iyiydi ve her gün işe gittiğimde Tili'yi gördüğüme seviniyordum. | Open Subtitles | هو إستجاب إليّ للغاية و أنا.. تعلم، كُل يوم ذهبت فيه إلى العمل، كُنتُ سعيد لرؤية "تيلي". |
| Patron, New England TeleCard ile konuştum. | Open Subtitles | لقد أغلقت الهاتف لتوي (مع (نيو إنجلاند تيلي كارد |