Şimdi, ayrıcalıkların konuşabilirsin. | Open Subtitles | والآن، إمتيازاتك. يُمْكِنُ أَنْ تَتكلّمَ. |
Acıtmaz, değil mi? # konuşabilirsin... # #...eğer hatalıysam... # #...söyleyebilirsin. # | Open Subtitles | لا ْ يَآْذي، حقاً؟ يُمْكِنُك أَنْ تَتكلّمَ |
Belki seks sırasında konuşabilirsin. | Open Subtitles | يا، لَرُبَّمَا أنت يُمْكِنُ أَنْ تَتكلّمَ أثناء جنسِ. |
Bence Frasier'la konuşmalısın. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَتكلّمَ مع فرايزر، |
Onlarla konuşmalısın. | Open Subtitles | حَسَناً؟ أنت يَجِبُ أَنْ تَتكلّمَ معهم. |
Lütfen dışarı gel, Bob'la konuşabilirsin. | Open Subtitles | رجاءً إخرجْ لذا أنت يُمْكِنُ أَنْ تَتكلّمَ مع تَهْزُّ. |
Annemle konuşabilirsin. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَتكلّمَ مع أمِّي. |
Muhtemelen kaşlarını alırken Maeby ile konuşabilirsin. | Open Subtitles | ربما أنت يُمْكِنُ أَنْ تَتكلّمَ مع Maeby بينما أنت تَحْصلُ على حواجبِكَ سَحبتَ. |
Benimle konuşabilirsin. Saçmalık. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَتكلّمَ معني. |
konuşabilirsin. Çalışabilirsin. | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنْ تَتكلّمَ. |
- Belki birileriyle konuşmalısın. | Open Subtitles | - ربما أنت يَجِبُ أَنْ تَتكلّمَ مع شخص ما. |
Bu konuyu Steven ile konuşmalısın. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَتكلّمَ إلى ستيفن |
Bir dağ aslanıyla konuşmalısın. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَتكلّمَ معه a أسد جبلِ. |
Diane ile konuşmalısın. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَتكلّمَ مع ديان. |
konuşmalısın onunla. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَتكلّمَ معها. |