| Faturalarını artık kendin ödeyeceksin. | Open Subtitles | لا أكثر مديرَ عملِي تَدْفعُ كُلّ الفواتير. |
| - Hayır, Frank muafiyet bedelini ödeyeceksin. | Open Subtitles | - لا، فرانك، أنت تَدْفعُ deductible. |
| Bakalım şimdi düğün masraflarını nasıl ödeyeceksin. | Open Subtitles | دعنا نرى تَدْفعُ لa زفاف الآن. |
| Ama gösteremezsen, bana 300 ödersin. | Open Subtitles | لكن، إذا أنت لا تَستطيعُ، تَدْفعُ ثلاث فواتيرَ للغمِ. |
| O zaman çalarsın ya da çalması için birisine para ödersin ya da ne bileyim binayı yakarsın. | Open Subtitles | تَسْرقُه أَو تَدْفعُ لشخص ما ليُسلّمُه إليك أَو تَحرقُ البنايةَ |
| Şöyle yaparız, sence ne kadar ödemen gerekirse o kadar ödersin. | Open Subtitles | أخبرْك شيأً أنت فقط تَدْفعُ لى مهما كنت تَعتقدُ أن هذا عدل ... |
| Bu lafının bedelini ödeyeceksin, inan bana! | Open Subtitles | تَدْفعُ عن "مثير، "يَعتقدُني. |
| Fazlasını istersen ekstra ödersin. | Open Subtitles | تُريدُ أكثرَ، تَدْفعُ قليلا إضافي. |
| Seçenek A, borcunu ödersin. | Open Subtitles | الاول ،ان تَدْفعُ الدينَ. |