| Yakında işe gelmeyi planlıyor musun? | Open Subtitles | هل تُخطط للقدوم إلى العمل في أيّ وقتٍ قريب؟ |
| Birazdan içeri gelir ve geceyi burada geçirmeyi planlıyor. | Open Subtitles | إنها في طريقها إلى هنا، وهي تُخطط لقضاء الليلة هُنا. |
| Yoksa birkaç sıradan insanın acılarına son vermeyi mi planlıyorsun? | Open Subtitles | أنت لا تُخطط لكى تتخلص من بعض من هم دون المستوى ،ربما؟ |
| Dövüşecek miyiz yoksa beni sıkıntıdan öldürmeyi mi planlıyorsun? | Open Subtitles | هل سنتقاتل، أو تُخطط مُضايقتي بقصص الموت؟ |
| Nasıl bir hikâye planladığını biliyor olsaydım onu biraz hırpalayabilirdim ve bu beni kötü gösterirdi. | Open Subtitles | لربّما أشبعتها ضرباً لو كنتُ أعرف أيّ نوع من القصص كانت تُخطط لها، تجعلني أبدو سيئاً للغاية. |
| Ama korumasının neyin peşinde olduğunu görünce daha büyük bir olay olduğunu anladım. | Open Subtitles | لكن عندما رأيتُ ما تُخطط له حارسته الشخصيّة، كنتُ أعرف أنّه كان شيئاً كبيراً. |
| Evet, gelmeyi planlıyordu ama kendini iyi hissetmiyor. | Open Subtitles | كانت تُخطط لهذه الرحلة لكنها لم تشعر بتحسن المسكينة |
| Baksana baba, niçin seçmenlere bu şehirle ilgili yapmayı planladığın gerçekleri anlatmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تُخبرُ الناخبين بماذا تُخطط حقاً للعمل بهذه البلدة ؟ |
| Karınla denizaşırı bir yere gitmeyi planlıyorsunuz. | Open Subtitles | كُنت تُخطط لرحلة عبر البحار مع زوجتك |
| Bunu aylardır planlıyor olmalısın, Michael. | Open Subtitles | لابد وانك كنت تُخطط لهذا منذ أشهر |
| Yine Hindistan'a yolculukmu planlıyor sunuz? | Open Subtitles | تُخطط مره أخري للذهاب الى الهند, إيي؟ |
| Pep'i satın almayı planlıyor, Halka kapalı olarak. | Open Subtitles | إنّها تُخطط لشراء الشركة، تجعلها خاصّة. |
| - Bize yalan söylemeyi planlıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تُخطط لكي تكذب هنا اليوم؟ .لا |
| Ona bu arkadaşlık bilekliklerinden vermeyi mi planlıyorsun? | Open Subtitles | هل تُخطط بأن تمنحهُ أحد أسورة الصداقة هذه؟ |
| Onunla çıkma işini ne kadar ileri götürmeyi planlıyorsun? | Open Subtitles | إذن، إلى أيّ مدى تُخطط لإكمال هذا الموعد معها؟ |
| Eğer altyapın kıyısal kısıtlama ve gelişimi içeriyorsa yerel iş yerlerini nasıl korumayı planlıyorsun? | Open Subtitles | كيف تُخطط للحفاظ علي الـأعمال المحلية، إن كان برنامجك يتضمن إعادة تقسيم وتطوير المناطق الساحلية؟ |
| Dostun bana mutlu küçük ailemizden ayrılmayı planladığını söyledi. | Open Subtitles | صديقُك أخبَرني أنّك تُخطط للهرب من عائلتنا السعيدة |
| Uzun, siyah ve dengesiz olan arkadaşımızın işi bu. Diğerinin de neyin peşinde olduğunu tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | كان هذا من عمل شخص طويل مُختل، وأسارع بالتفكير لما تُخطط له الأخرى. |
| Muhtemelen seni de öldürmeyi planlıyordu. | Open Subtitles | أوَتعرفين، لربّما كانت تُخطط لقتلكِ أيضاً؟ |
| E- postalarına baktım ve görünüşe göre bu partiye gitmeyi planlıyormuş. | Open Subtitles | راجعت إيمايلاتها و يبدوا أنها كانت تُخطط لحضور هذه الحفلة |
| Bunu uzun süredir mi planlıyordun? | Open Subtitles | أكُنت تُخطط لهذا منذ وقت طويل أم ماذا تقصد ؟ |
| Eğer onu asmayı planlıyorsanız nerede olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أني أعلم أين تُخطط لتعليقها |
| - Neyin peşindesin? | Open Subtitles | ما الذي تُخطط إليه ؟ |
| Sen olduğunu sanmıştım ama bu geceyi sen planlamadın, değil mi? | Open Subtitles | لقدإعتقدتأنهأنت ... ولكنك لم تُخطط لشئ الليلة ، أليس كذلك ؟ |