| Yunuslar köpek balıklarına Yardım ederler. | TED | في الحقيقة، تُساعد الدلافين أسماك القرش لتتغذّى بفعاليّة. |
| Başarının en anlamlı yolunun başkalarının başarmasına da Yardım etmek olduğuna inanıyorum. | TED | أؤمن بأن أفضل طرق النجاح هي أن تُساعد الآخرين لينجحوا |
| Büyük göğüs yüzgeçleri hem şeklini saklar, hem de yiyecek ararken kumu kazmasına Yardım eder. | Open Subtitles | يمتلك زعانفُ صدريةُ ضخمةُ تستخدم للتنكرُ وهي يُمْكِنُ أَنْ تُساعد أيضاً في إزالة الرملِ عند البَحْث عن الغذاءِ. |
| Burda tüm gün oturmanızın bir faydası olmayacak. | Open Subtitles | لذا البقاء هنا طوال النهار واليل لن تُساعد |
| Yayınlanmış bir çalışma vitaminlerin az bir yararı olduğunu, ve diğeri vitaminlerin o kadar da faydası olmadığını söylüyor ve siz ikisinin arasında gidip geliyorsunuz. | Open Subtitles | تُنشَر إحدى الدراسات و تقول بأن الفيتامينات تُساعد قليلاً و دراسة أُخرى تنشر تقول بأن الفيتامينات لا تُساعد كثيراً فيكون لدَيْك هذا الشدّ والجذب. |
| Çok yardımcı oluyorsun! | Open Subtitles | أنت تُساعد كثيراً حقاً |
| Çok yardımcı oluyorsun. | Open Subtitles | أنت تُساعد بالتأكيد... |
| Ancak ilginçtir bu küçük organizmalar okyanustaki yaratıkların ana besin kaynağı olmanın dışında Dünya'daki tüm hayvanların nefes almasına da Yardım ediyorlar. | Open Subtitles | لكن ما يثير العجب، إضافة إلا كونها ،مصدر الغذاء الأساسي لمخلوقات البحر تُساعد هذه الكائنات الضئيلة جميع حيوانات كوكب الأرض على التنفس |
| Asla kimseye Yardım etme. Sen çıplaktın, ama o değil miydi? | Open Subtitles | لا تُساعد اىّ شخص على الاطلاق اذاً انتِ كنتِ عارية و هى ليست كذلك ؟ |
| Ben birşeyler olduğuna inanıyorum hikayeme inanıyorum ... will'e Yardım edemem | Open Subtitles | على أن أؤمن بما كنا نفعله أن قصتى سوف تُساعد |
| birini araştırmaya Yardım ediyorlar, kara deliklerin varlığını. | Open Subtitles | وهي تُساعد اليوم في استطلاع إحدى أهم ألغاز الكون أوليةً وشذوذاً؛ |
| - Bu yüzden de bana Yardım etmen için sana para ödeyeceğim. | Open Subtitles | ولكن بدلاً من ذلك أن تجوب الأرض تُساعد الناس |
| Zarar gören insanlara Yardım ediyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أنت تُساعد الناس الذين يتعرّضون للأذى، صحيح؟ |
| Lütfen onunla konuşmayın. Size Yardım etmeyecek. | Open Subtitles | من فضلكَ لا تتحدّث معهَا فهيَ لن تُساعد. |
| Belki bunun faydası dokunur. | Open Subtitles | ولكن ربما تستطيع هذه أن تُساعد |
| - Vivian' ın ölümünden beri, manşetlerde Kimberly Yaeger' ın yeniden gündeme geldiğinin farkındasın, ve sana hiçbir faydası olmadı.... | Open Subtitles | منذ وفاة (فيفان). أنت تعلم أن حادثة (كيمبرلي ييجر) قد عادت للظهور ثانيةً بعناوين الصحف. وأنت لـاـ تُساعد نفسك. |