| Oksijen-helyum karışımı bize aşağıda sekiz dakika yeter. | Open Subtitles | خليط الأوكسجين مع الهليوم.. سوف يمنحنا ثمان دقائق.. |
| Şam'dan sekiz dakika gecikmeli bir rapor aldık. | Open Subtitles | لقد إستلمنا للتو رسالة من دمشق أرسلت منذ ثمان دقائق |
| Ranjit, bizi oraya sekiz dakika içinde götürebilirmisin? | Open Subtitles | رانجيت هل يمكنك ايصالنا هنالك في ثمان دقائق ؟ |
| sekiz dakikada senden de sıkılabilirim. İlgimi çekmeye devam etmezsen. | Open Subtitles | خلال ثمان دقائق قد أصابُ بالملل إلا إذا أبقتني مهتمة. |
| Beyni sekiz dakikadan uzun süre oksijensiz kaldı. | Open Subtitles | لم يصل الأكسجين لمخه لأكثر من ثمان دقائق |
| Işıklılar karşılık vermeden önce en fazla sekiz dakikamız var! | Open Subtitles | ثمان دقائق علي الأقل قبل أن ترد تلكَ المركبات! |
| En azından beş dakika. Dışarıda sekiz dakika kalmak sağlıklı birini öldürür. | Open Subtitles | ثمان دقائق في الخارج كافيةٌ لقتل شخص في أتم الصحّة |
| Ona çarptıktan sonra 911'a aramadan önce arabamda sekiz dakika bekledim. | Open Subtitles | قبل أن أتصل بالطواريء جلست في سيارتي لمدة ثمان دقائق |
| - Hayır, arkadaşınızdan e-posta geldi. sekiz dakika oldu. Veriyi yenilemem gerek. | Open Subtitles | كلاّ، إنّها بريد من صديقُــك عليّ تحديث البيانات كلّ ثمان دقائق |
| Bunun anlamı güneşi aslında sekiz dakika geçmiş haliyle görüyoruz. | Open Subtitles | وهذا يعني اننا نرى الشمس كما كانت عليه في الماضي في الحقيقة ثمان دقائق في الماضي |
| Ortağın sekiz dakika içinde döneceğini söylemişti. | Open Subtitles | شريكك قال أنّه يستطيع إستعادتها في ثمان دقائق |
| Biri de benim. Ama sekiz dakika aynı şeyi görürsem sıkılırım. | Open Subtitles | لكن إذا مضت ثمان دقائق على أي شيء، سأملّ منه. |
| Kalan kısmı o kadar hızlı halletsen de sekiz dakika falan alacak. Radyasyon beş dakika içinde vuracak. | Open Subtitles | سيستغرق ذلك ثمان دقائق والاشعاع سيأتي في خمس |
| Gün ışığının Dünya'ya ulaşması sekiz dakika sürer yani Güneş sekiz ışık dakikası uzaklıktadır. | Open Subtitles | يستغرق ضوء الشمس ثمان دقائق كي يصل الأرض إذا فالشمس على بعد ثمان دقائق ضوئية |
| Dünya'dan Güneş'in ancak sekiz dakika önceki halini görebiliriz. | Open Subtitles | من الأرض نستطيع أن نرى الشمس فقط كما كانت قبل ثمان دقائق |
| sekiz dakika önce önümüzden geçen araç. | Open Subtitles | نفس الشاحنة قامت بجولة في الجوار منذ ثمان دقائق |
| sekiz dakika önce bir mesaj almışlar. | Open Subtitles | لحظة واحدة , من الواضح انهم تعقبوا إرسال .... منذ ثمان دقائق .... |
| Telefonu kapatmayarak bir gün içinde fazladan bir sekiz dakika kazandığımı farkettim. | Open Subtitles | أدركت أني بعدم إغلاق السماعة... أكسب ثمان دقائق أخرى يومياً |
| Sadece ışığın güneşten dünyaya sadece sekiz dakikada ulaştığını hatırlayın. | Open Subtitles | فقط تذكروا أن الضوء يأخذ ثمان دقائق للسفر من الشمس إلى الأرض |
| Bilmiyorum ama bir yolunu bulmak için sekiz dakikadan az vaktimiz var. | Open Subtitles | لا أعرف، لكن لدينا أقل من ثمان دقائق لتخمين شيء. |
| Işıklılar karşılık vermeden önce, en fazla sekiz dakikamız var! | Open Subtitles | لدينا... . ثمان دقائق علي الأقل قبل أن ترد تلكَ المركبات! |
| - sekiz dakika bekledim. | Open Subtitles | ـ أنتظرت ثمان دقائق ـ ماذا؟ |
| Dinle, sekiz dakikaya çıkmam lazım. | Open Subtitles | إستمع يتوجب عليّ المغادرة بعد ثمان دقائق |