| Asla olmayacağını düşündüğün bir çok şey var. | Open Subtitles | ثمّة الكثير من الأشياء لا يخطر ببالك قط أنها ستحدث. |
| Bebek sorunları baş göstermeden düğünü düzenlemek için yapacak çok şey var. | Open Subtitles | ثمّة الكثير لنقوم به لإتمام هذا الزفاف قبل ظهور علامات الحمل |
| Sana anlatmak istediğim ve sana sormak istediğim o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | ثمّة الكثير ممّا أودّ إخباركِ بهِ و ما أودّ سؤالكِ إياه. |
| Eğer ilk adımı atmaya niyetin varsa, yapacak çok şey vardır. | Open Subtitles | ثمّة الكثير لتفعلينه إذا ما قمتِ بالمبادرة. |
| Nen konusunda öğrenilecek çok şey vardır. | Open Subtitles | ثمّة الكثير لتتعلّمه عن "النين". |
| Çok kısıtlı zamanda yapılacak çok şey var. | Open Subtitles | ثمّة الكثير لنفعله و لا يوجد الكثير من الوقت |
| Ufaklık, anlatacak o kadar çok şey var ki. Sizi son görüşümden beri bir sürü şey oldu. | Open Subtitles | ثمّة الكثير لأخبركِ بهِ، توالت كثيرٌ من الأحداث مُنذ آخر مرّة رأيتكِ. |
| Konuşacağımız çok şey var. | Open Subtitles | ثمّة الكثير مما فاتك لنتحدّث بشأنه. |
| Benim hakkımda bilmedigin bir çok şey var ,Eff. | Open Subtitles | ثمّة الكثير من الأشياء التي لا تعرفينها عنّي يا (إيف). |
| Hadi gel evlat. Daha görecek çok şey var. | Open Subtitles | -تعال يا بنيّ، ثمّة الكثير لتراه |
| Benim hakkımda bilmediğin o kadar çok şey var ki, Victoria. | Open Subtitles | ثمّة الكثير ممّا لا تعرفينه (عنّي، (فكتوريا |
| Daha yapacağın çok şey var! | Open Subtitles | ثمّة الكثير لم تفعله بعد! |
| Dinle, Elena, Alaric'in Isobel hakkında sana anlatabileceği çok şey vardır, ancak onunla konuşmadan önce senden biraz beklemeni istiyorum. | Open Subtitles | - أصغي يا (إلينا) ثمّة الكثير .. عن (إيزابل) يمكن لـ(سالتزمان) أنّ يخبركِ عنه. لكنـّي أودّكِ أنّ تتمهلي قليلاً قبل أنّ تتحدثي إليه. |