| Kopuyordu, inceliyordu, aşırı kuru ve kırılgan görünüyordu. | TED | كان يتقطع، كان رقيقًا، ويبدو جافًا للغاية وهشًا. |
| Ter de bulaştırmam. Bu, vücudumu kuru tutuyor. Teri emiyor. | Open Subtitles | أنا لن أتعرق فيه كذلك، هذه ستجعل جسدي جافًا. |
| Bu kayalardaki katmanlara bakınca, dünyada iklimin çok kuru olduğu zamanları görebiliriz ve yüz binlerce yıl öncesine gidebiliriz. | TED | وعندما ننظر في طبقات هذه الصخور، يمكننا أن نجد مرات عندما كان المناخ جافًا جدًا على الأرض، ويمكننا أن نعود مئات الآلاف من السنين. |
| Eğer zemin kuru ve düzse yerde sürünüyor. | TED | إذا كان طريقهُ جافًا مُستويًا، سيزحف. |
| Ve yumurtalı ekmek; biraz kuruydu. | Open Subtitles | وبالنسبة للخبز الفرنسي المحمص لقد كان جافًا لحد ما |
| Sanki kendini tutuyormuşsun gibi biraz kuruydu. | Open Subtitles | كان جافًا قليلاً، كما لو أنك مقيّد. |
| Vücudumu kuru tutuyor. Nemi emiyor. | Open Subtitles | إنها تُبقي جسدي جافًا بتقليل الرطوبة. |
| Hava bugün biraz kuru. | Open Subtitles | الهواء كان بالأحرى جافًا اليوم |
| Organ hala kuru. | Open Subtitles | المجال بقي جافًا |
| Alan kuru kalıyor. | Open Subtitles | المكان ما زال جافًا |
| Ben gözleme alacağım. kuru. | Open Subtitles | سآخذ البسكويت جافًا |
| kuru değil. | Open Subtitles | ليس جافًا لهذه الدرجة. |
| Yünlülerini kuru temizlemeciye mi götürürsün sen? | Open Subtitles | ! هل تغسل الصوف غسلاً جافًا ؟ |
| Yünlülerini kuru temizlemeciye mi götürürsün sen? | Open Subtitles | ! هل تغسل الصوف غسلاً جافًا ؟ |
| -Biraz kuru gözüküyor. | Open Subtitles | -يبدو جافًا بعض الشيء . -نعم . |