| Şimdi de kendini üniversite birinci sınıf öğrencisi gibi mi göstermeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | تحاول أن تروج لنفسك على أنك طالب جامعى فى السنه الأولى الأن |
| Geleceğine gelince üniversite mezunu olarak subay olmak istersin herhalde. | Open Subtitles | اٍننى أتخيل ، كرجل جامعى ، أنت تريد أن تصبح ضابطا |
| Bir de üniversite mezunu olacaksın bir polisi bile ikna edemiyorsun. | Open Subtitles | ,أنت رجل متعلم جامعى ألا تستطيع إقناع أى شرطى ؟ |
| Şimdi susamazsın. 800 toplayıcı lazım yazıyor. Sen gülüyorsun. | Open Subtitles | تقول هذه أنهم يحتاجون 800 من جامعى الثمار ، تضحك أنت و تنفى ذلك ، أيكما يكذب؟ |
| Üniversiteli çocuk yaz tatilinde yani bağışıklık sistemi biraz yalama olmuş. | Open Subtitles | فتى جامعى فى أجازة الربيع لذا فإن نظامه المناعى مرهق كثيرا |
| kolleksiyoncular bir şekilde gerçekliği karıştırmış olmalılar. | Open Subtitles | جامعى الأغراض قاموا بأضطراب للواقع بشكل ما |
| Kafadan çatlak bir profesör ailesini bir hotelde öldürdü sonra bir grup çalışanı ve diğer müşterileri öldürdü ve en son olacakta kendini. | Open Subtitles | ، حدثت فى فندق فى مدينة ما أستاذ جامعى مجنون حاول قتل عائلته ولكنه قتل أيضاً كل العاملين ونزلاء الفندق الذين مكثوا هناك |
| Bu kapalı bir kasa olduğu nerede koleksiyoncular kendi sanat tutun. | Open Subtitles | انة غرفة سرية مُحكم الاغلاق حيث يحتفظ جامعى المقتنيات يحتفظون بفنهم |
| Kolleksiyoncuların zırt pırt görünmeleri dışında. | Open Subtitles | أعنى، ماعدا إن جامعى الأغراض يستمرون بالظهور مرة تلو الآخرى |
| 20'li yaşlardaki parlak mühendis üniversite kampüsünde saklanıyor. | Open Subtitles | مُهندس يبلغ من العمر حوالى عشرين عاماً يختبئ بعيداً عن مرأى الجميع فى حرم جامعى |
| Neden, en iyi arkadaşım ölmek zorundaydı? Yani, harika bir üniversite denemesi vardı ama buna değmedi. | Open Subtitles | أنا أعنى انه مقال جامعى عظيم لكنه لا يساوى هذا |
| Demek istediğim, üniversite eğitimi almış kim bu bir avuç otuz birciye inanır ki? | Open Subtitles | يعنى بالذمة مين اللى أخد تعليم جامعى هيثق فى مجموعة المتناكين دول ؟ - اقفل التليفون دلوقتى و قوله انك هتتصل بيه بعدين |
| Chris Blythewood, 21 yaşında üniversite öğrencisi ve Liz Foley, 42 yaşında anne evinde kalıyor. | Open Subtitles | كريس بليثيوود " طالب جامعى " ذو 21 عاما و " ليز فولى " 42 عاما ام مقيمة بالمنزل |
| Aram, depresif durumdasın ve bir üniversite diploman var. | Open Subtitles | أنت خريج جامعى .. بربك |
| Aram, depresif durumdasın ve bir üniversite diploman var. | Open Subtitles | أنت خريج جامعى .. بربك |
| Şimdiki hastam bir üniversite öğrencisi. | Open Subtitles | مريضى الحالى طالب جامعى |
| 800 toplayıcı lazım yazıyor. Sen gülüyorsun. Kim yalan söylüyor? | Open Subtitles | تقول هذه أنهم يحتاجون 800 من جامعى الثمار ، تضحك أنت و تنفى ذلك ، أيكما يكذب؟ |
| "Kaliforniya'da çok iş var. 800 toplayıcı aranıyor" yazıyor. | Open Subtitles | يقول "الكثير من العمل في كاليفورنيا مطلوب 800 من جامعى الثمار" |
| - Üniversiteli, sicili temiz ama bir anda cinayet işliyor. | Open Subtitles | فتى جامعى , لا سجل له ولكن انها جريمه |
| Bir rekabete dayalı Üniversiteli amigolarız. | Open Subtitles | -نحنُ فريق مشجعات جامعى |
| kolleksiyoncular saklanma yerlerine kasa derler. | Open Subtitles | جامعى الأغراض يشيرون إلى مكان الأخفاء بالسرداب |
| Ama eğer bir ceset varsa, ve kolleksiyoncular bir yere sakladılarsa, kasada olabilir. | Open Subtitles | لكن إذا كان هناك جسم جامعى الأغراض أخفوه بمكان ما فيسكون السرداب |
| Drayton kapıcıya üniversitede profesör olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | (درايتون) قال لعامل الفندق بأنه أستاذ جامعى. |
| Bunlar koleksiyoncular. | Open Subtitles | أنهم جامعى الأغراض |
| Kolleksiyoncuların antikalarıyla ilgilendiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن لديك أهتمام بمنتجات جامعى الأغراض |