| Yemek daha hazır değil o yüzden, istediğiniz yere oturun. | Open Subtitles | العشاء لَيسَ جاهزَ بعد لكن اجْلسُ هناك أي مكان |
| - hazır olana kadar çantalarım burada durabilir mi? | Open Subtitles | غرفتي لَيسَ جاهزَ لحد الآن. يُمْكِنُ أَنْ أَضِعَ مادتَي هنا حتى أنا هَلّ بالإمكان أَنْ يَصِلُ إليه؟ |
| Kahvaltı hazır demek için geldim. | Open Subtitles | نعم، أنا فقط جِئتُ لإخْبارك الفطور كَانَ جاهزَ. |
| Önümüzdeki yaza hazır olmalı, o yüzden başlamak zorundayız. | Open Subtitles | لِكي يَكُونَ جاهزَ الصيف القادم نحن يَجِبُ أَنْ نَبْدأَ الآن. |
| Geri dönmeniz güzel efendim. Konuşma henüz hazır değil. | Open Subtitles | من الجيد عودتك , سيدتي الخطاب لَيسَ جاهزَ لحد الآن. |
| iyi bir savaş ustası sinirli olmamalı, ama hazır... | Open Subtitles | أي مقاتل جيد لا يكن متوتراً، لكن جاهزَ. |
| Belki de cam masaya hazır değilimdir. | Open Subtitles | ' لَرُبَّمَا l'm لَيسَ جاهزَ لa منضدة نافذةِ. ' لا، لا، بالطبع أنت. |
| hazır olunca ateş et. | Open Subtitles | أطلقْ عندما تكون جاهزَ أيها الجندي. |
| Tabii, günü geçirmek demek kendi oğlunu kurban etmeye hazır aşağılık bir adamı teknik detaylara dayanarak cezadan kurtarmak. | Open Subtitles | بالطبع، انقاذ اليومِ يعَنى أخراج القذر الذي كَانَ جاهزَ للتَضْحِية بأبنه خارج اسباب فنية و ثمّ يَعُودُ لقالَ الإبنَ يقَول القذر |
| Um, sonuç olarak biz evlenmeye hazır değiliz. | Open Subtitles | Um، يَظْهرُ نحن لَيسَ جاهزَ للزَواج. |
| Eldivenin hazır olduğundan emin olun yeter. | Open Subtitles | فقط يَتأكّدُ القفازَ جاهزَ. |