İnsanların Tapınak Tepesi'ne gitmeden önce gelip kendilerini arındırdıkları günahlarından temizlendikleri, şifa buldukları yer. | Open Subtitles | مكان حيث يقوم الناس بتطهير أنفسهم، يغسلون خطاياهم، يتشافون قبل الصعود ألى جبل الهيكل |
Bütün Tapınak Tepesi yok olacak. | Open Subtitles | فإن جبل الهيكل سَيُدمر بالكامل |
Huzursuzluğun merkezinde ise İsrail ve Filistinlilerin Tapınak Tepesi üzerindeki hak iddiaları yer alıyor. | Open Subtitles | سبب تلك الأضطرابات هو المزاعم الاسرائيلية - الفلسطينية المتناحرة حول عائدية (جبل الهيكل) |
Tapınak Dağı'na doğru akan su yolunu takip ediyorlar. | Open Subtitles | يتبعون درب من المياه الذي يتدفق على طول الطريق إلى جبل الهيكل. |
Kısa bir süre önce Tapınak Dağı'nda 36 tane madeni para bulundu. | Open Subtitles | كانت مجرد وجدنا 36 من العملات في قاعدة جبل الهيكل. |
Bu sembolü, 7'nci tünelde Tapınak Dağın'na yaklaştıkça görmeye başladık. | Open Subtitles | هذا الرمز... رأينا بضعة من تلك الموجودة في نفق سبعة، أقرب وصلنا إلى جبل الهيكل. |
Tapınak Dağın'a herhangi bir şey olursa Arap dünyası karışır. | Open Subtitles | أذا حصل أي شيء لـ(جبل الهيكل = القدس) فأنَ العالم العربي سيثور |
Tapınak Tepesi'ne çok yaklaştık. | Open Subtitles | لأننا أصبحنا قريبين جداً من (جبل الهيكل) |
Tapınak Tepesi'ndeki Kubbet-üs Sahra'ya çok yakın. | Open Subtitles | أنهُ قريبٌ جداً لـ(قبة الصخرة)، (جبل الهيكل) |
Pekâlâ burada 1991'de, Haham Lev ve onun gibi radikal takipçilerinin Tapınak Dağı'nı havaya uçurmaya çalışırken yakalandıkları yazıyor. | Open Subtitles | حسناً، مكتوبُ هنا أنهُ في عام 1991 الحاخام (ليف) و مجموعة من أتباعهِ المتطرفين تم الأمساك بهم وهم يحاولون تفجير (جبل الهيكل) |