| Mitch Martin'in kim olduğunu bilmeyenler için çok başarılı biri, mini-barın yanında duran hastalığa karşı şerbetli biridir kendileri. | Open Subtitles | لمن لا يعرف متش مارتن أنه شخص ناجح جداُ رجل محترم خالي مِنْ المرض .وَاقْف بجانب الباِر الصغيرةِ |
| Onlara sahip olduğun için çok şanslısın. | Open Subtitles | إنهما مفيدتين جداُ فأنت محظوظة بهما |
| - Burası senin için çok tehlikeli. | Open Subtitles | هذا خطر جداُ عليك أن تكون هنا. |
| Ne yazık ki, sizin yeriniz haritama dahil edebilmem için fazla uzakta kalıyor. | Open Subtitles | لسوء الحظ مكانك بعيد جداُ من على خريطتى. |
| Biliyorsun böyle yaşamak için fazla tatlısın, değil mi? | Open Subtitles | أنت لطيفة جداُ على أن تعيشين هكذا، صحيح ؟ |
| Haynes: dört. Sedgwick: yedi. Liste nerdeyse sonsuza kadar uzuyor. | Open Subtitles | هينس" أربعة , " سيدوك " سبعة" القائمة كبيرة جداُ |
| Haynes: dört. Sedgwick: yedi. Liste nerdeyse sonsuza kadar uzuyor. | Open Subtitles | هينس" أربعة , " سيدوك " سبعة" القائمة كبيرة جداُ |
| Sonunda evlendiği için çok rahatlamış olmalısın. | Open Subtitles | أعتقد بأنك مرتاحه جداُ اخيراُ استقرت |
| -Audrey Hepburn. -Senin için çok fazla... | Open Subtitles | أودرى هيبورن أيضا جيده جداُ |
| Evet, oldukça, ve onun için çok endişeleniyorum. | Open Subtitles | نعم مميز جداُ وانا قلقة عليه |
| Üreme, babam için çok önemliydi. | Open Subtitles | كان التكاثر مهماً جداُ لأبي |
| Bunun için, çok minnettarım. | Open Subtitles | أنا فقط ... ممتنة جداُ |
| Bunlar için fazla yaşlıyım. | Open Subtitles | انني عجوز جداُ على فعل هذا الهراء |
| Ilık havada rahatlamak için fazla gencim. | Open Subtitles | مازالت صغيرة جداُ لأرضي بالدفء |