| büyükannen bu konuda ne derdi, biliyorsun herhalde. | Open Subtitles | , مُبكّرة النضوج، مُبكّرة النضوج .. حسناً، أعتقد أنكِ تعرفين ما الذي كانت ستقوله جدّتكِ حول هذا |
| Bugün, büyükannen sorumluluğunda yarın kocan daha sonra çocukların olacak. | Open Subtitles | اليوم أنتِ مسئولةٌ عن جدّتكِ غداً سوف يكون زوجكِ، وبعد غدٍ أطفالكِ |
| - İyi dedin. - Ninen içindeki kötü ruhu çıkardı mı bari? | Open Subtitles | هذا صحيح، هل قامت جدّتكِ بطردِ الأرواح الشريرة منكِ؟ |
| Evde Anneannen ve benimle kalırsın artık. | Open Subtitles | يمكنكِ وحسب البقــاء في المنزل مع جدّتكِ ومعي |
| Büyükannenin dediğine göre her gün yüzmeye gitmişsin. | Open Subtitles | قالت جدّتكِ أنّكِ ستذهبين للسباحة كلّ يوم. |
| Evet. O muffin sayesinde babaanneni gördüm. | Open Subtitles | -لقد رأيتُ جدّتكِ بسبب الكعكة . |
| Büyük annen ve onun kahve kutuları hakkında yalan söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | -أعلم بأنّك تكذبين بشأن جدّتكِ و عُلب القهوه خاصّتها |
| Telefonu büyükannene verir misin? | Open Subtitles | هل لكِ أن تضعي جدّتكِ على الهاتف من أجلي؟ |
| Büyük annenin orospu olduğunu mu? | Open Subtitles | أنّ جدّتكِ كانت بائعة هوى. |
| Biliyorum ama, büyükannen onu senin için ördü. | Open Subtitles | أعرف يا دُميتي، لكن جدّتكِ غزلته خصيصاً لكِ |
| Benim annem senin büyükannen ölmeden önce bana vermişti. | Open Subtitles | أمّي... أي جدّتكِ... أعطته لي قبل أن تموت. |
| Yani büyükannen doğru söylüyorsa... Titanic'in battığı gün o elması takıyordu. | Open Subtitles | وهذا مفاده إذا جدّتكِ جادّة في زعمها فإنّها كانت ترتدي الماسة يوم غرق (تيتانِك). |
| büyükannen beni, seni bulmam için yolladı. | Open Subtitles | لقد أرسلتني جدّتكِ للبحث عنكِ |
| Ninen anlatır. | Open Subtitles | جدّتكِ ستوضّح لكِ ذلك. |
| Ninen nerede? | Open Subtitles | هل جدّتكِ عندكِ؟ |
| Anneannen seni okuldan sonra alacak, tamam mı? | Open Subtitles | جدّتكِ ستقلّك بعد المدرسة حسناً ؟ |
| Bana bırak. Violet, ben Anneannen. | Open Subtitles | دعيني أحــاول ، (فيوليت) ، إنّهـا جدّتكِ |
| Belki de Büyükannenin deyişiyle "Bu senin kanında yok". | Open Subtitles | حسناً ، ربّما التمثيل ليس في "عظامكِ" كما تقول جدّتكِ |
| Şansına Büyükannenin buraya daha fazla ihtiyacı olmayacak. | Open Subtitles | لحسن الحظّ، فلن تحتاجه جدّتكِ بعد الآن. |
| Evet. O muffin sayesinde babaanneni gördüm. | Open Subtitles | -لقد رأيتُ جدّتكِ بسبب الكعكة . |
| Büyük annen neden masanın üzerinde ve sen yerde ne yapıyorsun? | Open Subtitles | لمَ جدّتكِ على الطاولة |
| Büyükbaban İspanya'dan ayrılmadan önce bunu büyükannene vermiş. | Open Subtitles | جدّكِ وهبهُ جدّتكِ قبل رحيلّه عن" اسبانيا". |
| Büyük annenin tarifini yazdım. | Open Subtitles | قمت بنسخ وصفة جدّتكِ |