|     Tanrım, senin denemelerini ter içinde okurdum, çok cesur oluyorlardı.     | Open Subtitles |      يا إلهي، لقد كنتُ أصحح أوراقك .الجميلة، يا لها من جراءة كبيرة     | 
|     Bir gün milyoner olmak istiyorsanız biraz cesur olun, bir karar verin.     | Open Subtitles |      عايز تكون مليونير في يوم من الايام ؟ خلي عندك شوية جراءة و خد قرار     | 
|     Onun cesareti var!     | Open Subtitles |      كما ان لديه جراءة     | 
|     Fakat tilkilerin cesareti bir sorun.     | Open Subtitles |      لكن جراءة الثعالب مشكلة     | 
|     Bunun dışında Kongre, Reagan'ın cesaretinden nefret ederdi bu yüzden onunla hareket etmek istemedi.     | Open Subtitles |      ،)إذا كونغرس كره جراءة (ريغان .لذا، إنهم لا يريدوا فعل أي شيء معه     | 
|     Kürsel İsyancılar giderek cesaretleniyor.     | Open Subtitles |      منظمة العصيان العالمى تزداد جراءة     | 
|     Kadınlar, her yıl cesur değil almak görünüyor? Ben bir öneri olduğuna inanıyorum Ikimiz yarar olabilecek hangi.     | Open Subtitles |      يبدو أن النساء يصبحن أكثر جراءة على مر السنين أليس كذلك؟ أعتقد أنه لدي اقتراح ما قد يكون ذو فائدة لكلينا     | 
|     Gaga ve Katy birbirlerini daha çok denemeye daha iyi olmaya, daha cesur olmaya itiyorlar.     | Open Subtitles |      (قاقا)و(كاتي) يضغطون على انفسهم .ليحاولون اكثر ويكونوا افضل واكثر جراءة     | 
|     Biraz daha mı cesur olmuş?     | Open Subtitles |      اتقصدين أكثر جراءة     | 
|     O küçük pislikte abisinin cesareti yok.     | Open Subtitles |      ذلك الوغد لا يملك جراءة أخيه.     | 
|     Kongrenin Reagan'ın cesaretinden nefreti hariç, onunla ilgili bir şey yapmak istemediler.     | Open Subtitles |      ،)إذا كونغرس كره جراءة (ريغان .لذا، إنهم لا يريدوا فعل أي شيء معه     | 
|     Amon gittikçe cesaretleniyor.     | Open Subtitles |      آمون) يصبح أكثر جراءة)     |