| Onların tek suçu, bir avukat tutamayacak kadar fakir olmaları. Bu hiç adil değil. | Open Subtitles | جريمتهم الوحيدة هي كونهم فقراء جدا لتوكيل محام ، هذا غير عادل |
| Bana haksızlık değil, dikkatinizi çekerim, ...ama tek suçu beni tanımak olan hayatımdaki insanlara haksızlık. | Open Subtitles | هذا ليس عدلاً ليس فقط لي لكن إلى كل الناس الذين في حياتي التي كانت جريمتهم معرفتي. |
| Tek suçları Allah'ın kutsal kitabı Kuran'ın kurallarına uymaktı. | Open Subtitles | جريمتهم الوحيدة كانت تتبع أوامر القرآن الكريم يا إلهي |
| Yine de bugüne kadar tek suçları kabiliyetsiz oluşları. | Open Subtitles | حتى الآن، جريمتهم الحقيقية الوحيدة كان قلة الجدية في الموهبة. |
| Kurban, merhamet gibi suçlarının kendi hataları olmadığını anlatan kelimeler arayın. | Open Subtitles | ابحثوا عن مفردات اساسية ضحية, رحمة, اي شيء يشير ان جريمتهم لم تكن بسببهم |
| Naziler, işledikleri suçun kanıtlarını ortadan kaldırmak için ölüm operasyonlarının merkezi olan bu koca evi havaya uçurdular. | Open Subtitles | النازيون نسفوا منزلاً كبيراً والذى أصبح مركز مركز عمليات القتل لكي يخفوا دليل جريمتهم |
| Onların tek suçu tanrı ile farklı şekilde iletişim kurmaktı. | Open Subtitles | رجال; كانت جريمتهم الوحيدة هي إقامة علاقة جديدة مع الله، كما أفعل أنا |
| Onların tek suçu Kral Henry'den adalet talep etmek oldu. | Open Subtitles | جريمتهم الوحيده هي تقديم عريضه للملك هنري من اجل تحقيق العداله |
| Tek suçu hükümetin mükemmelliğine inanmayan vatandaşlar. | Open Subtitles | رجال ونساء جريمتهم الوحيدة ضد الدولة |
| Virüs onların suçu. | Open Subtitles | الفيروس جريمتهم |
| İşledikleri suçu hatırlatan can sıkıcı hayaleti. | Open Subtitles | و شبحا مزعجا يذكرهم جريمتهم |
| Benim gibi sadık Moorları tek suçları ırkları olan masum insanları yani. | Open Subtitles | أشخاص أبرياء, جريمتهم الوحيدة هي أصولهم. |
| En kötü suçları Çay Parti'sini iyiymiş gibi göstermek. | Open Subtitles | -لا جريمتهم العظمى هي تحسين صورة "حزب الشاي" |
| Ve tek suçları beni kurtarmaya gelmeleriydi. | Open Subtitles | وكانت جريمتهم فقط انهم اتو لانقاذي |
| - Onların en büyük suçları yoksul olmaları görünüyor. | Open Subtitles | ! يبدو أنّ جريمتهم العظمى هي الفقر |
| - En kötü suçları buysa... - Hayır, bu değil. | Open Subtitles | ---إن كانت هذه هي جريمتهم العظمى |
| Cürümlerinin kesinliğine ve suçlarının büyüklüğüne rağmen yasal prosedürlerin işlemesi sağlandı. | Open Subtitles | -بالرغم من أثمهم و جريمتهم البشعة -تم السماح لهم أن يأخذوا مسلك القانون |
| Sessizlikte suçlarının tek şahidi olacakmış. | Open Subtitles | إسكات الشُهود الوحيدين على جريمتهم. |
| Ve Auschwitz'in derinlerine inip toplu katliama giden yolu açarak işledikleri suçun simgesi olan bu yapıyı, ölüm fabrikasını yarattılar. | Open Subtitles | وفي "آوشفيتس" سافروا نحو الأسفل على طول طريق أعوج للقتل الجماعى وإنشاء ذلك البناية التي مثـّلـت جريمتهم |