| Ayrıca anladığım kadarıyla, Majesteleri'nin kızlarıyla olan ilişkisini de sürdürüyor. | Open Subtitles | أفهم أيضا أنها قد حافظت على علاقاتها مع بنات جلالتكم |
| Majesteleri, yıldızların başladığı ve bittiği yerden, size bunu getirdim. | Open Subtitles | جلالتكم, من حيث تبدأ النجوم وتنتهي، جئتكِ بهذه. |
| yanılıyorum galiba... neden binmiyorsunuz, Majesteleri. izin verin bana. | Open Subtitles | .أووه ..لا أعتقد بأني يجب .لماذا، حتماً، جلالتكم اسمح لي |
| Kurul, Majestelerinin talep ettiği gibi Kraliçenin sefirlerinden, Lorraine Dükünün oğluyla olan evlilik öncesi anlaşmaya ait yazılı kanıt istedi. | Open Subtitles | لقد تصرف المجلس بناء على طلب جلالتكم طالبنا دليل كتابي من مبعوث الملكة يخص عقد الزواج السابق لأبن الدوق لورين |
| Majestelerinin konağına suikast girişiminde bulunuyorlar. | Open Subtitles | يقومان بقيادة سحب نظاميهما نحو الجنوب ويعملان على التآمر على قصر جلالتكم |
| Bir kadın kızının sevgisi için herşeyi yapabilir Majesteleri. | Open Subtitles | فالمرأة قد تفعل أي شيء لمحبتها لبناتها، جلالتكم |
| Tek dileğim, Majesteleri bana göstermiş olduğu hürmetin aynısının onlara da gösterilmesidir. | Open Subtitles | كل ما أطلبه من جلالتكم بأن تظهروا لها نفس المعاملة التي كانت تعاملني إياها |
| Majesteleri kar leoparı oymasını sevmediyse hemen değiştirilsin! | Open Subtitles | إذا كان جلالتكم لا يحب منحوتة النمر يمكن أن تستبدل حالاً |
| Siz Majesteleri'nin talimatlarına bağlı kalınarak, Prens'i korumak için her şey yapılıyor. | Open Subtitles | لقد تم كل شيء لحماية الأمير مع التقيد الصارم لتعليمات جلالتكم |
| Majesteleri adına, İmparatorun yeğeni Milan Düşesi hakkında araştırma yapıyordu. | Open Subtitles | لقد قام بالتحقيق نيابة عن جلالتكم حول دوقة ميلان أبنة أخ الإمبراطور |
| Siz Majesteleri'nin, bazı gizli misyonerlerin, içinde lüteryan kafirliklerini ve fikirlerini yaymaya çalıştığından ve bu niyetlerini bir adım daha öteye taşıyacaklarından şüphelendiği kilise. | Open Subtitles | إنها الكنيسة نفسها ..التي إشتبه بها جلالتكم بزرع بذور الهرطقة اللوثرية وبقيامها عمدا بخرق قوانين الصيام |
| Majesteleri, bu zavallı, çilekeş insanlar, gitmenizden önce siz Majesteleri'nin yüce merhametine sığınmak istediler. | Open Subtitles | صاحب الجلالة هؤلاء الرعايا الفقراء والمعانون يقومون بالتوسل ليتلقون من جلالتكم مكرمة النعمة |
| Majesteleri ve maiyetine, Pontefract Kalesi'ne hoşgeldiniz diyoruz. | Open Subtitles | أنتم جلالتكم وجميع من معكم مرحب بكم في قلعة ستراتفورد |
| Eminim ki Majesteleri, efendim İmparator'un, bir kez daha Kral Francis ile savaşta olduğunun farkındadır. | Open Subtitles | أنا واثق من جلالتكم على علم بأن سيدي, الامبراطور مرة أخرى في حالة حرب مع الملك فرانسيس |
| Majesteleri bilmelidir ki, İskoçya'nın vekil Kraliçe'si, kızı, müstakbel Kraliçe Mary ile oğlunuz Prens Edward arasında yapılacak olan evlilik anlaşması için, görüşmelere başlama sözü verdi. | Open Subtitles | جلالتكم يجب أن يعرف بأن الملكة ريجنت في اسكتلندا قدمت الإذن لبدء المفاوضات فيما يتعلق بعقد الزواج |
| Bu adamları tutuklayıp, sorgulamamız için Majesteleri'nin rızası var mıdır acaba? | Open Subtitles | هل لدينا إذن جلالتكم لتوقيف وفحص هؤلاء الرجال؟ |
| Ne yazık ki, Kraliçe Katherine, aynı Dereham'ı, Majesteleri'nin en son "ilerleyiş"i sırasında, özel sekreteri ve teşrifatçısı olarak işe aldı. | Open Subtitles | ..للأسف قامت الملكة كاثرين بتوظيف ديرهام ذاته ليعود ويعمل لديها خلال تقدم جلالتكم الأخير |
| Majestelerinin zevkine hayranım ancak danışmanlarınıza teessüf ederim. | Open Subtitles | أنا معجب بذوق جلالتكم ويأسفني رأي مستشارك |
| Bu, Milan Düşesi bir kez daha Majestelerinin yatağı için müsait anlamına geliyor. | Open Subtitles | وهو ما يعني أن دوقة ميلان مرة أخرى متاحة لسرير جلالتكم |
| Siz Majestelerinin ataları Fransa'da savaştığı zaman bir sürü vilayeti hâkimiyeti altına aldılar. | Open Subtitles | عندما قاتل أسلاف جلالتكم في فرنسا، حصلوا على مقاطعات بأكملها. |
| Siz yüce Majestlerinin adına, Ekselansları Suffolk Dükü tarafından Pontefract'ta verilen sözlerin yerine getirilip getirilmeyeceğini sorma cüretini gösterebilir miyim? | Open Subtitles | وأطلب بكل تواضع من جلالتكم تطبيقا كاملا للوعود عن طريق ممثليك |