| Seni şehrin bu tarafına getiren şey nedir? Halka mı karışıyorsun? | Open Subtitles | ما الذي جلبك إلى هذا الجزء من المدينة , تتجول ؟ |
| Seni buraya getiren şeyin ne olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | ما اود معرفتة هو التالى ما الذى جلبك الى هنا؟ |
| Peki seni en fazla kara parçası olan yere ne getirdi? | Open Subtitles | وما الذي جلبك إلى أكثر البقع إحاطة باليابسة على الخريطة ؟ |
| Seni Big Momma'nın evine onca yıldan sonra ne getirdi? | Open Subtitles | أخبريني ما الذي جلبك لبيت ماما الكبيرة بعد كل تلك السنين |
| Seni satın alarak buraya getirdim. | Open Subtitles | أنا لم أكن أريد جلبك إلى هنا في المقام الأول |
| Bu fuar alanına hangi rüzgâr attı seni? | Open Subtitles | إذن، ما الذي جلبك... لهذا الرّكن الخلاب؟ |
| Tanrım... buraya bizi getirdiğin için minnettarız. | Open Subtitles | يا إلهي شكراً جزيلاً علي جلبك لنا هذا المكان |
| Sizi hangi rüzgar attı buraya ? | Open Subtitles | ما الذى جلبك كل هذه المسافة خارج المدينة؟ |
| Hâlâ ilaçları neden buraya getirdiğini anlamıyorum. | Open Subtitles | لكن لازلت لا أفهم سبب جلبك المخدّرات هنا |
| Sizi küçük gizli üssümüze getiren nedir, efendim. | Open Subtitles | اذن,ما الذي جلبك الى قاعدتنا السرية الصغيرة,سيدي؟ |
| Söyle bakalım seni buraya, bize getiren nedir Penelope? | Open Subtitles | لذا، أخبرني، ما الذي جلبك إلينا هنا، بينالوب؟ |
| Söyle bakalım seni buraya, bize getiren nedir Penelope? | Open Subtitles | لذا، أخبرني، ما الذي جلبك إلينا هنا، بينالوب؟ |
| Adrian,tanıştığımıza sevindim. Siz buraya getiren ne? Buraya, ... | Open Subtitles | ادريان ، تسعدني معرفتك ما الذي جلبك هنا؟ |
| Seni buraya getiren o adam yeteneğin olduğunu biliyor. | Open Subtitles | هذا الرجل الذي جلبك إلى هنا يعرف بأنّك مصابة |
| Belki içinde gerçekten birşey var. Belki o seni buraya benim bulmam için getirdi. | Open Subtitles | ربّما هناك شيء بداخلك، ربّما جلبك إلى هنا كي تجدني |
| Seni buraya getirdi çünkü senin için üzülüyordu ve senin telefonunun toz bağlamasını istemedi. | Open Subtitles | هو فقط جلبك هنا لأنه يَشْعرُ بالأسف لَك، وهو لَمْ يُردْ التخلّصْ منك على الهاتفِ. |
| Bu yüzden seni buraya getirdim böylece onu alabilirsin. | Open Subtitles | وهذا هو السبب في جلبك إلى هنا.. لكي تتمكني من الحصول عليها. |
| Bu sıcak yaz akşamı, seni Fangtasia'ya hangi rüzgâr attı? | Open Subtitles | إذن، ما الذي جلبك لـ(فنغتازيا) في هذه الليلة الصيفية العطرة؟ |
| Beni buraya getirdiğin için sağol, baba. Bu günü ölüm döşeğimde bile unutmayacağım. | Open Subtitles | شكراً جلبك لي هنا يا أبي سأتذكر هذا اليوم على فراش وفاتي |
| Sizi buraya hangi rüzgar attı NCIS bey? | Open Subtitles | إذاً ما الذي جلبك إلى هنا يا سيد شعبة البحرية؟ |
| Seni gördüğüm anda, Tanrının seni bana getirdiğini biliyordum. | Open Subtitles | في اللحظة التي رأيتك فيها علمت أن الرب جلبك إليّ |
| Ama beni buraya getirmen, başlangıcı sen olan... bir şeylerin sonu. | Open Subtitles | رغم أني أعرف أن جلبك لي إلى هنا كان نهاية شيء شاركت أنا ببدايتهم، مثلك تماماً |
| Yaraların benimkinden daha kötüydü. Seni buraya getirmek tek seçeneğimizdi. | Open Subtitles | جراحك كانت أكبر مما لدي جلبك لهنا كان الخيار الوحيد |