| Buraya düşen müzisyenler ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. | TED | وقد بذل من إنتهى به الحال عازفاً هناك من الموسيقيين، أقصى جهدهم. |
| En sempatikleriydi, ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. | Open Subtitles | كان متعاطفاً جداً ويقول إنهم سيبذلون قصارى جهدهم |
| Birbirlerini mutlu edebilmek için ellerinden geleni yaparlar. | Open Subtitles | إلى حد معين ولهذا يقومون بكل جهدهم لكي يسعدوا بعضهم |
| Çoğu bir daha oraya dönmemek için elinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | وهناك الكثير منهم يفعلون فقط قصارى جهدهم على عدم العودة. |
| herkes elinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | الجميع يبدلون قصارى جهدهم هناك سيقومون بردع العدو خلال وقتٍ قصير |
| Bu fırsattan istifade ile Başkomiser Stella Gibson'a ekibine ve halkımıza, çabalarından ötürü teşekkür etmek isterim. | Open Subtitles | وأود أن أستغل الفرصة كي أشكر المحققة المشرفة "ستيلا غيبسون" وفريقها والعامة، على جهدهم للعثور عليها. |
| Normalde her yıl ilk maçtan önce oyuncularıma çıkıp, ellerinden gelenin en iyisini yapmalarını söylerim. | Open Subtitles | عادة قبل أول مباراة بالموسم أقول للاعبى أن يخرجوا للملعب و يبذلوا أقصى جهدهم |
| Ama birkaçı hala belirsiz. ellerinden geleni yapıyorlar. | Open Subtitles | بقي مكان القليل منهم مجهولاً إنهم يبذلون جهدهم |
| Onlar ellerinden gelen bütün gayreti sarfettikten ve değişiklik yapmaya çalıştıktan sonra bunları söylemelisin. | Open Subtitles | ذلك شيء عليك أن تقوله فقط بعد أن يضعوا كل جهدهم ويحاولوا التغيير حتى النهاية |
| İspanyol bir grup değiller, ama ellerinden geleni yapacaklar. | Open Subtitles | ليسوا فرقة اسبانية و لكنهم سيبذلون جهدهم |
| Bunun için onları aradığımda, ödeme yapmamakla kalmayıp beni hapse atmak için ellerinden geleni yaptılar. | Open Subtitles | و حين طلبتُ منهم ذلك لم يقوموا فقط بعدم الدفع لي بل بذلوا قصارى جهدهم لرميي في السجن |
| Burada bulunan tüm ajanlar onu bulmak için ellerinden geleni yapıyorlar. | Open Subtitles | جميع عملاء المكتب يعملون ما في جهدهم للعثور عليها |
| Fischer'ı İzlanda uçağına bindirmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يحاولون قصارى جهدهم ليتمكنوا من إرغام فيشر على ركوب الطائرة إلى أيسلندا |
| Seni buradan çıkarmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Tamam mı? | Open Subtitles | سوف يبذلون قصاى جهدهم ليخرجوكم من هنا، حسنا ؟ |
| Birinci olmak için elinden geleni ardına koymayan adamlarla. | Open Subtitles | مدينة مليئة بالرجال الذين يبذلون أقصى جهدهم للتقدم في حياتهم المهنية |
| Tim bize ne kadar kötü hissettiğinizden bahsetti ve lütfen, herkesin sadece elinden gelenin en iyisini yaptığını biliyoruz. | Open Subtitles | تيم أخبرنا كم شعرتى بالسوء و رجاءا نحن نعلم أن الجميع يبذلون قصارى جهدهم |
| Başkanım, eminim FBI bunu çözmek için elinden geleni yapıyordur. | Open Subtitles | أعرف أن المباحث الفيدرالية يبذلون قصارى جهدهم لحل ذلك |
| - Onlar elinden geleni yapıyor ancak elleri genelde dolu oluyor. | Open Subtitles | -إنهم يبذلون قصارى جهدهم لكن بهم ما يكفيهم |
| Doktorlar elinden geleni yaptı ama frengi çok güçlüydü, ateşi de fazlaydı. | Open Subtitles | بذل الأطباء قُصارى جهدهم, ولكن كان مرض الـ"سفلس" قوياً جداً عليه وكانت حُمتهُ قاسية |
| Bu fırsattan istifade ile Başkomiser Stella Gibson'a ekibine ve halkımıza, çabalarından ötürü teşekkür etmek isterim. | Open Subtitles | وأود أن أستغل الفرصة كي أشكر المحققة المشرفة "ستيلا غيبسون" وفريقها والعامة، على جهدهم للعثور عليها. ـ أين المحققة"غيبسون" الآن؟ |