| Eteğimi sıyırdı, elini arka cebine attı ve bir prezervatif çıkardı. | Open Subtitles | و رفع تنورتي و وضع يده في جيبه الخلفي و أخرج واقي ذكري |
| Etegimi siyirdi, elini arka cebine atti ve bir prezervatif çikardi. | Open Subtitles | و رفع تنورتي و وضع يده في جيبه الخلفي و أخرج واقي ذكري |
| Artı arka cebinde sendikalar var. | Open Subtitles | تَمكّن من وضع النقـابـات في جيبه الخلفي |
| arka cebinde başkentte bir hukuk firması var. | Open Subtitles | شركة قانونية في العاصمة في جيبه الخلفي |
| Bak Bay Kurbağacık'ın arka cebinde ne varmış. | Open Subtitles | لنرى ما يحمل السيد غودرينش " في جيبه الخلفي " |
| Çünkü o tutuklandığında, arka cebinden çıkanlar arasında bir fiş vardı -- Disney World'de olduğunu gösteren tarihili bir fiş vardı. | TED | لأنه عندما ألقي القبض عليه، بين ممتلكاته في جيبه الخلفي كان هناك إيصالًا-- إيصالًا مختومًا بالوقت الذي بيَّن أنه كان في عالم ديزني. |
| Bu, arka cebinden çıktı. | Open Subtitles | هذه كانت في جيبه الخلفي |
| Kelepçenin anahtarları arka cebinde. | Open Subtitles | مفاتيح الأصفاد في جيبه الخلفي |
| Sanırım anahtarlar arka cebinde. | Open Subtitles | ستجد المفاتيح في جيبه الخلفي. |
| Ve burada, arka cebinde sahiden de buradan çıkış bileti duruyordu. | Open Subtitles | وهنا... في جيبه الخلفي كانت بطاقة خروجه |