| Gördün mü? Sonunda bir şeyleri konuşuyor olabilmek iyi hissettirdi, değil mi? | Open Subtitles | أرأيتِ ، شعوراً جيداً عندما تتحدثوا أخيراً عن الأشياء ، اليس كذلك؟ |
| Benim en iyi hatırladığım yuhalamayı yapan yabancı, aslında benim öğrencimdi. | TED | بالنسبة لي، آخر مرة أتذكرها جيداً عندما كان ذلك الشخص الغريب تلميذاً لدي. |
| Ve karşı yakaya vardığımda ne kadar iyi hissettiğimi size anlatamam. | TED | ولا أستطيع البدء باخباركم كم كان شعوري جيداً عندما وصلت إلى الضفة الأخرى |
| Yine de, yaşlandığında iyi bir işçi olabilir. | Open Subtitles | و مع ذلك بإمكانه أن يصبح عاملاً جيداً عندما ينضج أكثر |
| Halen çok iyi hatırlıyorum, efendimin eve geldiği bir gündü sevgilisini yerde yatarken bulmuştu ve onun katilini gördü. | Open Subtitles | أتذكر جيداً عندما رجع معلمي البيت ليجد هين المحبوبة راقدة على الأرض ثم رأى قاتلها |
| Kavalyemin elinde silah varken pek iyi dans edemem. | Open Subtitles | أنا لا أرقص جيداً عندما يكون شريكي معه مسدس في يده. |
| Elbette. Seks olasılığı olmayınca herkes iyi anlaşır. | Open Subtitles | طبعاً، الجميع يتوافقون جيداً عندما لا تتواجد امكانية ممارسة الجنس. |
| İyi dinle. Oraya vardığında arkanı dön ve beni koru, tamam mı? | Open Subtitles | إستمع جيداً عندما تصل إلى هناك ستستدير وتغطيني، مفهوم؟ |
| Çok iyi biliyorsun ki ben gülmeye başladım mı duramam. | Open Subtitles | أنت تعرف جيداً , عندما أضحك لا أتوقف أبداً |
| - Demek ki... - Demek ki, yağmur yağdığında iyi korunaklıydı. | Open Subtitles | لابدّ من أنها كانت تحت مكان مغطى جيداً عندما هطلت الأمطار، لابدّ وأنها كانت بالداخل |
| Bilmiyorum, ama birinin seni pislikmişsin gibi temizlemek istemesi hiç iyi olmaz. | Open Subtitles | أنا لا أعلم ، لكن ذلك ليس جيداً عندما يقول شخصاً ما بأن سوف ينظف فوضى شخصاً آخر |
| Ortalık tekrar kararınca daha iyi göreceksin. | Open Subtitles | عندها ستراه جيداً عندما يصبح غامقاً مرة آخرى |
| Bu bölgede çalıştığım sıralarda iyi bir muhbirdi. | Open Subtitles | انه حقاً كان مصدراً جيداً عندما كنت اعمل في هذا القسم. |
| Ve dünya, bir plan olduğu zaman çok iyi çalışır. | Open Subtitles | والعالم يعمل جيداً عندما تكون هناك خُطة. |
| Kadınlarla konuşmakta iyi değilim. | Open Subtitles | إنني لست جيداً عندما يتعلق الأمر بالحديث للنساء |
| Ben, seni Kunta Kinte ile birlikte gördüğümde buraya iyi bir Hristiyan arkadaşlığı için gelmediğini bilmeliydim. | Open Subtitles | كان علي أن أعرف أنك لم تأتي من أجل كونك مسيحياً جيداً عندما ظهرت مع كونتا كينتي |
| Bir anlamı olunca çok daha iyi değil mi? | Open Subtitles | ألاّ تظن إن الأمر دوماً يكون جيداً عندما يكون له معنى ؟ |
| Sanırım sokaklar bana daha iyi geldi. | Open Subtitles | لكن الأمر أصبح جيداً عندما ولجتُ إلى الشوارع، على ما أظن. |
| Beni iyi dinle aynı anda bir sürü yangın sürüyor ama bir olursak hepsini söndürebiliriz. | Open Subtitles | أنصت لي جيداً عندما أقول لدينا الكثير من الحرائق في نفس الوقت، ولو عملنا جميعاً سوياً، قد نكون قادرين على إطفائهم |
| Beni iyi dinle aynı anda bir sürü yangın sürüyor ama bir olursak hepsini söndürebiliriz. | Open Subtitles | أنصت لي جيداً عندما أقول ،لدينا الكثير من الحرائق في نفس الوقت ،ولو عملنا جميعاً سوياً قد نكون قادرين على إطفائهم |