| İyi bir şeyler bulabilir diye düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّها يُمْكِنُ أَنْ تأتي بواحدة جيدةِ. |
| Sağlığı iyi ama o savaş esiri. | Open Subtitles | هو في صحةِ جيدةِ لَكنَّه سجين حربُ |
| Size iyi haberler iletmekten hoşnut olacağım. | Open Subtitles | - وكلاهما مسرورون -لإخْبارك أخبارِ جيدةِ. |
| Aile ağacı yapmamızı istedi, ve bunun ailem için güzel bir Noel hediyesi olacağını düşündüm, | Open Subtitles | تَحتاجُنا نَعمَلُ هذه شجرةِ النسب، وأنا إعتقدتُ بأنّه كَانَ سَيصْبَحُ هدية عيد الميلادِ جيدةِ لعائلتِي، |
| Hayır elektif cerrahi karımı güzel gösteriyor. | Open Subtitles | لا، جراحة إنتخابية الذي يَجْعلُ نظرةَ زوجتِي جيدةِ جداً. |
| güzel lağım sohbetimizi mahvetti. | Open Subtitles | - نعم. - هو مُخَرَّبُ a محادثة بالوعةِ جيدةِ جداً. |
| Bu iyi haber değil Kitty. | Open Subtitles | هي لَيستْ بسيسةَ أخبارِ جيدةِ. |
| İyi bir fiziği olduğunu görüyorsunuz. | Open Subtitles | هو ذو بنيةِ جسمية جيدةِ |
| İyi bir şarkılı parodiyi. | Open Subtitles | أي محاكاة أغنيةِ ساخرة جيدةِ. |
| Burası bana çok iyi geldi. | Open Subtitles | قطعة جيدةِ هي تَعمَلُ ني هنا. |
| Bronzlaşma kremi, yarın için. Groban'a iyi gözükmen lazım. | Open Subtitles | وَصلتْ إلى النظرةِ جيدةِ لGroban. |
| İyi bir balıkçı nadiren bulunuyor. | Open Subtitles | والسمكِة جيدةِ صعبة الإيجادُ |
| Asha ve sen bize iyi haberler vermek için geldiniz bizse sürprizinizi mahvettik. | Open Subtitles | اشا وأنت جِئتَم لإعْطائنا أخبارِ جيدةِ. . . . |
| İyi görünüyorsun, Jeff. | Open Subtitles | تبدو في حالة جيدةِ يا ((جيف)) |
| Ne güzel maçtı ama. | Open Subtitles | يا لها من مباراة جيدةِ. |
| Koltukların yeri güzel bile değildi. | Open Subtitles | المقاعد لم تكن جيدةِ. |