| Ayrıca biraz konuşmak istemiştim. Notların yeterince iyi değil. | Open Subtitles | كما أردت أن أحدثك فدرجاتك ليست جيدة كفاية |
| - O kadar da kötü değil dostum! - Ne kötü ne de yeterince iyi. | Open Subtitles | ليس بهذا السوء, ليست جيدة كفاية بحق المسيج يا ويلر |
| Harika fikirlerim var ama hiç biri yeterince iyi değil. | Open Subtitles | عندي العديد من الأفكار الرائعة، ولكنها غير جيدة كفاية. |
| yeterince iyi olmadığımı düşünüyorsun, yani sizinle takılamam, öyle mi? | Open Subtitles | أنت لا تعتقد أنني جيدة كفاية لذا لا يُمكنني التسكع معكُم ؟ |
| Problem nedir, senin dergini çalabilecek kadar iyi değil miyim? | Open Subtitles | ما المشكلة. ألستُ جيدة كفاية لسرقة مجلاتك? |
| Kabul edilmedi çünkü yeterince iyi değildi. | Open Subtitles | هي لم تقبل لأنهم يعتقدون بأنها ليست جيدة كفاية |
| İnan bana, senin yeterince iyi olamayacağın kimse yok ve ben de dahil olmak üzere sana yeterince iyi... | Open Subtitles | هنا, صدقيني لا يوجد احد انت لست جيدة كفاية له و لا يكاد هناك اي شخص هو جيد كفاية لك |
| Alışıldık yöntemler benim için her zaman yeterince iyi olmuştur. | Open Subtitles | الطرق المشتركة دائما جيدة كفاية بالنسبة لي |
| - Ama avukatım yeterince iyi olmadıklarını söyledi. | Open Subtitles | لكن محاميّ قال أنها ليس جيدة كفاية |
| Senin için yeterince iyi değilim, değil mi? | Open Subtitles | لست جيدة كفاية لك ، أليس كذلك؟ |
| Olabilir, ama benim için henüz yeterince iyi değil. | Open Subtitles | ربما , لكنها لسيت جيدة كفاية بالنسبة لي |
| ...için yeterince iyi olmadığımı söylemenin daha kibar bir yolu yok muydu? | Open Subtitles | ...مراعاة لتقول اننى لست جيدة كفاية للعمل معك |
| Ben yeterince iyi olmadığını hiç söylemedim. | Open Subtitles | انا لم اقل ابدا انك لست جيدة كفاية |
| - Eğer hikayeniz yeterince iyi olursa... siz de yeterli olacaksınız. | Open Subtitles | ان كانت قصتك جيدة كفاية فانت جيدة |
| Resimin bitip bitmediğini, yeterince iyi olup olmadiğini... | Open Subtitles | عندما تنتهي اللوحة .. و تكون جيدة كفاية |
| - Fransızca'n yeterince iyi değil. | Open Subtitles | لغتك الفرنسية ليست جيدة كفاية. |
| Aynı zamanda yeterince iyi olmadığını da düşünüyordum. | Open Subtitles | انا ايضا لم اعتقد انك جيدة كفاية |
| Sebebi yeterince iyi olmamam değildi. | Open Subtitles | أنها لم تكن لأني لست جيدة كفاية |
| İşin aslı, tüm bunlar için kendini yeteri kadar iyi hissetmiyor ve buradaki insanlar onu da yargılıyorlar. | Open Subtitles | الحقيقه ,لا يمكنني هي تشعر بأنها جيدة كفاية بعد كل ذلك والناس يطلبون اشياء كثيرا ايضا |
| ...çünkü işimde bunu halledebilecek kadar iyi olabieceğimi düşünmedin. | Open Subtitles | لأنك لا تعتقدين انني سأكون جيدة كفاية في وظيفتي لأتعامل مع ذلك |
| Öpüşmede yeterince iyiyim de bir randevuya gitmek için yeterli değil miyim? | Open Subtitles | هل انا جيدة كفاية في التقبيل لكنني لستُ جيدة كفاية للذهاب في موعد؟ |