| İşinde iyiydi ve bu dakikadan sonra herhangi bir hatayı kabul edemeyiz. | Open Subtitles | إنها تقوم بعمل جيد ولا نستطيع تحمل أي أخطاء في الوقت الحالي |
| ve hiçbir şeyin bunu bozmasını istemiyorum Kim onunla kaptanı ziyaret etmemi istedi tahmin et? - Bilmem. | Open Subtitles | وفي الحقيقة هذا يوم جيد ولا اريد اي شي يفسده |
| Bir aile babasıydı ve iyi bir işi vardı. İntihar etmesi için sebep yoktu. | Open Subtitles | كان صاحب عائله لديه عمل جيد ولا يوجد سبب ليقتل نفسه |
| Sonunda o kadar iyi oluyorsun ki hiçbir şey hissetmiyorsun. | Open Subtitles | وفى النهاية، تجدى هذا جيد ولا يوجد شعور أبدا |
| İyi bir Hıristiyan ol. Sakın ben uyurken odasına girmeyi aklından bile geçirme. | Open Subtitles | آبقى مسيحي جيد ولا تتسلل إلى هناك بعد ما أنام |
| Biliyordum iyi gidiyorum ve bunu riske atmak istemiyorum. | Open Subtitles | لكنني عرفت أنني أحظى بشيء جيد ولا أرغب بالمخاطرة |
| Pek uyuyamıyorum ve yalnız olmaktan hoşlanmıyorum zaten. | Open Subtitles | أنا لا أنام بشكل جيد ولا أحب يجري في بلدي على أي حال. التفكير في المال. |
| Gitmeden koltuklardaki sakız ve kusmukları temizlemeyi unutma. | Open Subtitles | جيد ولا تنسى أكشط كل العلكة والقيء من على المقاعد |
| Ama tek bir ordu. ve korkaklara yer yok. | Open Subtitles | إنه جيش جيد, ولا مكان للمخنثين |
| Hayatımda ilk defa gönül rahatlığıyla iyi bir Katolik olduğumu söyleyebiliyorum ve bunu mahvetmek istemiyorum. | Open Subtitles | وللمرة الأولى أقولها بصراحة أنني " كاثوليكي " جيد ولا أريد أن أخربّ هذا |
| Sen aslında terbiyeli bir insansın ve bunu yaptığıma pişman etme beni. | Open Subtitles | تكون شخص جيد ولا تجعلني اندم على هذا |
| Kural iki, daima iyi izlenim bırak ve patronun önünde saçmalama. | Open Subtitles | القاعدة الثانية... قم دائماً بترك انطباع أول جيد ولا تعبث مع الرئيس. |
| İyi. ve o kemerli şeyi giyme. | Open Subtitles | جيد, ولا تلبسي الرداء الذي به حزام |
| Kulaklarım gayet iyidir, ve hiçbir şey duymuyorum. | Open Subtitles | لديّ سمعٌ جيد ولا يمكنني سماعُ أي شيء. |
| ama temelde, AIDS belirtilerinin ortaya çıkmaya başlamasına kadar pek bir şey olmaz. ve burada, bu evrede çok iyi görünmezsiniz, çok iyi hissetmezsiniz, fazla seks yapmıyorsunuzdur. | TED | أي بصورة أساسية لا يوجد شيء خطير قد يحدث لك حتى تبدأ أعراض مرض " الإيدز " ولكن وعند هذه المرحلة .. هنا في نهاية المخطط فأنت لا تبدو حسن المظهر .. ولا تشعر بشعور جيد ولا تمارس الكثير من الجنس |
| İşe yaramaz birisin ve ben de öyleyim. | Open Subtitles | انت لست جيد ولا انا |
| Şimdi de Koçsun. İyi işler yapıp fark edilmemenin nasıl bir şey olduğunu bilirim. | Open Subtitles | والآن أنت مدرب، أعلم كيف هو الأمر بأن تؤدي عمل جيد ولا يلاحظك أحد |
| Ne eğitimi ne de aile geçmişi iyi olmasına rağmen beni heyecanlandıran bir kadının gelip de gururumu incitmesi diyeyim mi? | Open Subtitles | هل يجب ان اصف الوضع الآن ، حيثُ أنَ أمراه تثيرني وهي لا تملك مستوي تعليم جيد ولا خلفية عائلية جيدة تجرح كرامتي |
| Quentin bana geldi çünkü onun iyi bir olduğunu düşündüğümü biliyordu, hala da öyle düşünüyorum. | Open Subtitles | غوينتن قدم الي لانه عرف لقد اعتقدت انه رجل جيد , ولا زلت اعتقد |