| David adındaki bir adam tahta çıktı, ve Kral David neslinin en önemli liderlerinden biri haline geldi. | TED | رجل يدعى داوود جاء الى العرش وأصبح الملك داوود واحدا من القادة العظام في جيله |
| Milyarder, neslinin en büyük hayırseverlerinden biri olarak hatırlanacak. | Open Subtitles | سنتذكر الملياردير على أنه كان من رواد محبي البشر في جيله |
| Bu aynı zamanda onun neslinin sorunu. | Open Subtitles | . و المشكلة لست به فقط ، بل المشكلة في جيله 203 00: 15: 14,527 |
| Onun nesli ve belki de onu takip eden neslin bu yüzüğün önceki iki sahibinin yaşamlarıyla ilgili ne düşünecek merak ediyorum. | TED | وأتساءل ماذا جيله وربما الجيل الذي سيليه سيقوما بصنعه للاستمرار على خطى جيلين قبلهما. |
| Kendi kuşağının en zarif dansçılarından, uzun adımları, tempo değişiklikleri ve dönüşleri ile ünlü. | TED | واحد من أكثر الراقصين أناقة من أبناء جيله ، اشتهر بخطواته الطويلة ، والتغييرات في الوتيرة و المحاور. |
| Robert Crumb'ı ve kendi jenerasyonun en iyi sanatçılarını tanıyormuş. | Open Subtitles | وكل هؤلاء الفنانون العظام من جيله |
| Troy aynı zamanda jenerasyonunun bilinen birçok pozitif özelliğini de bünyesinde barındırıyor. | TED | الآن، يجسدُ تروي أيضًا صفات إيجابية عديدة يُعرف بها جيله. |
| Kendi neslinin bir parçası o da. | Open Subtitles | ماذا ستفعلين ؟ إنه جزء من جيله |
| neslinin en güçlü seslerinden biriydi. | Open Subtitles | كان أحد أقوى الأصوات تأثيرا , في جيله |
| Bu adam kendi neslinin en iyi oyuncusu. | Open Subtitles | إنه أفضل ممثل في جيله |
| Bay Laurin, iki kısrağımız neslinin en iyi damızlık atı Bold Ruler'dan hamile. | Open Subtitles | سيد (لورين) , إثنتين من الخيل حمّل من " بولد رويلر" الذي هو أجود حصان في جيله. |
| neslinin önde gelen söz yazarı/şarkıcılarından adam! | Open Subtitles | إنه من أهم كتّاب ومغني جيله |
| Onun nesli ev hayatının zevklerinden mahrum oldu. | Open Subtitles | وقد أنكر جيله متع الحياة المنزلية |
| Onun nesli büyüklerine pek saygılı değildir. | Open Subtitles | جيله لديه قليل من الاحترام لكبار السن |
| Kendi nesli adına konuşuyor, ve bu sözleri o yazıyor. | Open Subtitles | تتحدث نيابة عن أبناء جيله, وتأتي كلماته |
| Aynı zaman da kendi kuşağının en iyi satıcılarından birisiydi. | Open Subtitles | ولكن هو كان افضل البائعين من جيله. |
| Adam kendi kuşağının en iyi kitaplarını yazdı. | Open Subtitles | الرجل كتب أفضل كتب جيله. |
| Hala kuşağının en iyi cepçisi. | Open Subtitles | يظل أفضل نشال في جيله |
| Tom Selznick, kendi jenerasyonunun en parlak piyanisti kendi jenerasyonunun en parlak film yıldızı ile evlendi, geri döndü. | Open Subtitles | توم سيلزنيك , عازف البيانو الاعظم في جيله متزوج من النجمة الاعظمة في الجيل |