| Komandoların görevde başlarına trajik bir kaza geldi. | Open Subtitles | كل الكوماندوز الذي شاركوافي تلك المهمة, قد ماتوا في حادث مأساوي |
| Hepiniz, laptop bataryasının aşırı ısınması sonucu oluşan trajik bir kaza sonucu can vereceksiniz. | Open Subtitles | كلكم ستمتون في حادث مأساوي بسبب بطارية حاسوب معيبة |
| Bugün üç can alan trajik bir kaza oldu. | Open Subtitles | حادث مأساوي . تصادم سياره في المدينه أعلن عن 3 موتى الليله |
| Tabii eğer ölümünü trajik bir kaza gibi görünmesini sağlamazsam. | Open Subtitles | ما لم أتمكّن من جعل موته يبدو وكأنّها مجرّد حادث مأساوي |
| Kuzeydeki varoşlarda trajik bir kaza. | Open Subtitles | حادث مأساوي في منطقةِ بروفيدانس |
| Çok trajik bir kaza olursa ancak. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك حادث مأساوي كبير |
| "...gerçekten trajik bir kaza olduğuna inanıyoruz." | Open Subtitles | نعتقد أن سبب الموت هو حادث مأساوي حقاً |
| Ama en azından Ray ve Ben, onun ölümünü olduğu gibi gördük. trajik bir kaza olarak. | Open Subtitles | (لكن على الأقل أنا و(راي عرفنا حقيقة موتها، وهو أنه حادث مأساوي |
| Zavallı Nelson. Korkunç, trajik bir kaza. | Open Subtitles | (نيلسن) المسكين ، حادث مأساوي فظيع. |
| Adnan trajik bir kaza sonucu öldü. | Open Subtitles | لقد قتل (عدنان) في حادث مأساوي |
| Aralık 2005'te, trajik bir kaza bir dizi olağanüstü olayların başlamasına sebep oldu. Acılı aile ve Ararat'ın küçük Victorian kasabası medyanın odak noktası haline geldi. | Open Subtitles | في ديسمبر 2005 حادث مأساوي أدى لسلسلة من الاحداث غير العادية التي جعلت العائله المفجوعه و بلدة (ارارات)الفيكتورية الصغيرة تحت الاضواء الاعلامية |
| trajik bir kaza.. | Open Subtitles | حادث مأساوي |
| trajik bir kaza. | Open Subtitles | حادث مأساوي. |