| ev yapımı bir yangın bombasında, En önemli malzeme suni köpüktür. | Open Subtitles | المكون الرئيسي لقنبلة حارقة منزلية الصنع من الناحية الأخرى، رغوة بوليستر |
| 90 metre, yangın çıkartan yüksek patlayıcılı. İki roket atıcı, | Open Subtitles | 100 ياردة، يستعملوا ادوات حارقة ومتفجرات قوية |
| Dışarıda hava çok sıcak dedi dantelli kıyafeti ile terlemiş alnına dokunurken." | Open Subtitles | الحرارة حارقة بالخارج و قالت انها مسحت حواجبها المتعرقة بقطعة من القماش |
| Siz iki sürtüğün didişmesini dinlemektense gözlerime sıcak şiş sokmayı tercih ederim! | Open Subtitles | أفضل غرز أسياخٍ حارقة في عيني على أن أسمعكما أيها الأبلهان تتخاصمان |
| Benzinle doldurulmuş sekiz Molotof kokteyli. En iyisinden. | Open Subtitles | .ثمانية قنابل حارقة مليئة بالعصارة هي الأفضل |
| Kötülüğümün alevi ortalığı yakıyor. | Open Subtitles | وحشي يطلق نيراناً حارقة على نحو رائع |
| Ve öğleden sonra, güneşin Kavurucu sıcaklığında ona bir sürahi su verdim. | Open Subtitles | .. كانت الشمس حارقة في ذلك النهار .. أعطيته إبريق من الماء ليشرب |
| Ağustos ayında Ohio'da yakıcı sıcak bir yaz günüydü. | TED | لقد كان صباح يوم سبت بأشعة شمس حارقة في شهر أغسطس في مدينة أوهايو، |
| Bu aslında sıradan bir kundaklama aleti değil, değil mi? | Open Subtitles | هذا يبدو أكثر من عبوة حارقة ، أليس كذلك ؟ |
| Şu adamın buraya da bir yangın bombası atıp benim evimi de enkaza çevirmesini mi istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد من هذا الشخص أن يرمي قنابل حارقة أيضاً, ويحطم المكان؟ |
| Üzerine yangın bombası atıldı, Jane. | Open Subtitles | لقد تلقيتِ قنبلة حارقة يا جين. إنه عذر جيد. |
| Şekil vermişler, yangın çıkarıcı aletler kullanmışlar. | Open Subtitles | استخدموا رسومات اضافة الى اجهزة حارقة كي ينشئوا ناراً متوهجة |
| Bu yerin eksiği su ve gölgelik, ama onun yerine sıcak ve göz kamaştırıcı güneş var. | Open Subtitles | ما هذا المكان الذي ينقصه الماء والظلّ ويعوّض عنه بحرارة حارقة وشروق الشمس العامي للبصر بيت جميل يا بومبا |
| Sanki göğsümde yanan sıcak, alev alev bir stres topu var ve ondan kurtulmamı hiçbir şey başaramaz gibi! | Open Subtitles | إنه أشبه بكرة حارقة تضغط على صدري ولا شيء يمكن إزالتها |
| Araç kutusunda sekiz Molotof kokteyli var, araç harekete hazır. | Open Subtitles | . هناك ثمانية قنابل حارقة في صندوق الأدوات الشاحنة جاهزة للإنطلاق |
| Molotof kokteyli yapacağım ve o puştu yakacağız. | Open Subtitles | .. سأقوم بعمل زجاجة حارقة ونقوم بإحراق ذلك الحقير |
| Doğru anlamış mıyım bakalım, takip ettiğiniz adam görüş açınızdan kurtuldu, tuvaletin camından dışarı çıktı ve, sonra ekip arabanıza Molotof attı. | Open Subtitles | لأكن واضح الرجل الذي تتعقبونه قد فلت من ناظريكم وخرج من نافذة دورة المياه بعدها وضع زجاجة حارقة في سيارة الدورية |
| Kum yakıyor... | Open Subtitles | إن الرمال حارقة |
| Gerçekten çok yakıyor. | Open Subtitles | إنّها حقّاً مادةٌ حارقة. |
| Ateş içimi ve göğsümün etrafını yakıyor. | Open Subtitles | نيران حارقة حول صدري |
| Kavurucu sıcaklar eşliğinde uzun uzun günler. | Open Subtitles | ، أيام طويلة، وحرارة حارقة |
| Avrupa'nın 3'te 1'i büyüklüğünde, ıssız, haşin dağlar ve yakıcı çöl sıcağıyla çevrili bir bölgeydi. | Open Subtitles | كانت بيئة قاسية بالكامل من جبال وصحراء حارقة الحرارة بثلث حجم أوروبا |
| kundaklama aletini bulmak için gizli servis ile çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعمل مع جهاز الخدمة السرية لتعقب عبوة حارقة. |