Şunu bil ki, kabalık etmedim ama sert çıkıştım tabii. | Open Subtitles | أريد أخبارك فقط بأني لم أكن غير لطيفة لكني كنت حازمة جداً |
Bu bomba belli özgürlükleri askıya alıp daha sert önlemler almamıza karşı tüm çekinceleri ortadan kaldıracak. | Open Subtitles | ...هذه القنبلة ستزيل أى شك متبقى بعدم إصدارنا لقرارات حازمة والحرمان من بعض الحريات |
kararlı ve iş bilen ve ameliyata girmek için bir bez parçasına ihtiyaç duymdan biri. | Open Subtitles | جراحة حازمة و التي تؤدي عمليات و التي لا تحتاج إلى قطعة ملابس لكي تعطيها أفضلية في الجراحة |
Senin kızın da baya bir kararlı görünüyordu. | Open Subtitles | حسنًا، أبنتك تبدو حازمة للغاية |
Efendim katı bir ayakkabı yoksa servis de yok politikamız var. | Open Subtitles | سيدى لدينا سياسة حازمة هنا ممنوع الدخول بدون حذاء |
Adı Eva'ydı. Rus, senin gibi iradeliydi. | Open Subtitles | كان إسمها (إيفا) ، روسية كانت حازمة مثلكِ |
Bu konuda katî kurallarım var. | Open Subtitles | -لديّ سياسة حازمة ضدّ ذلك . |
Fakat bu şartlarda sert tedbirler gerekir. | Open Subtitles | ولكن هذه الظروف تتطلب أجراءات حازمة |
Unutma, asıl mesele sert olmakta. | Open Subtitles | ،لذا تذكرِ السر هو أن تكونِ حازمة |
Suça karşı o kadar sert ki masumları parmaklıklar ardına gönderiyor." | Open Subtitles | إنها حازمة بشأن الجرائم) لدرجة أنها تضع الأبرياء خلف القضبان" |
Halk tipi imajını abartmış ama, istese tırnakları kadar sert olabilir. | Open Subtitles | {\pos(195,225)} إنها تظهر بشكل ودّي لكن يمكنها أن تكون حازمة وقويّة إن إحتاجت لذلك |
- İşçi Partisi'ne sert çıkman gerek. | Open Subtitles | - يجب ان تكوني حازمة مع حزب العمال |
İmparatorluk Mahkemesi ve Weibo arasındaki barışı korumada kararlı olacaktınız. | Open Subtitles | وأيضاً أن تكون حازمة في الحفاظ على السلام بين المحكمة الإمبراطورية و"يبو". |
Rafael'e karşı kararlı olacağım. Bunun bebeğin güvenliği için olduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأكون حازمة مع (رافاييل) سأخبره أن ذلك من أجل سلامة الطفل |
Hiçbir zaman çok kararlı biri olmadım. | Open Subtitles | لم أكن أبداً حازمة الرأي |
Bana en kararlı ifadesiyle bakarak | Open Subtitles | هي نظرت لي بطريقة حازمة وقالت |
Bence bir diğer mesele de çocuklarınıza çok katı kurallar koymamak. | Open Subtitles | لمجرد التفكير بذلك النشاط، الذي كنتُ سأتمتع به في حياتي الجامعية. أعتقد أن الأمر الآخر هو ألّا تفرض قواعد حازمة وصارمة على أبنائك، |
katı ama dürüst. | Open Subtitles | حازمة ولكن عادلة |
Adı Eva'ydı. Rus, senin gibi iradeliydi. | Open Subtitles | كان إسمها (إيفا) ، روسية كانت حازمة مثلكِ |
Bu konuda katî kurallarım var. | Open Subtitles | -لديّ سياسة حازمة ضدّ ذلك . |