Hiçbir kadının işlerime karışmasını istemiyorum. Bu benim için çok önemli. | Open Subtitles | لا أريد لأى امرأة أن تتدخل فى شئونى انه أمر حاسم |
Hiç bir polis çok önemli bir kanıtı yer mi? | Open Subtitles | ما هو نوع من شرطي يأكل قطعة حاسم من الأدلة؟ |
kesin bir şey yok ama darp noktalarından örnek aldım. | Open Subtitles | لا شئ حاسم لكن لكن مسحت عينة من نقاط الصدمة |
Bir nefes alıp soğukkanlı olmanızı ve Matthew Poncelet'ın kesin ölüm cezasını karara bağlamanızı istiyorum. | Open Subtitles | أناشدكم بأخذ نفس عميق واتخاذ موقف حاسم وتستكملوا اجراءات إعدام ماثيو بونسليت |
Burada bulunma nedenim bu odaki herkes için kritik önem arz ediyor. | Open Subtitles | ولكن ما جئتُ لفعله يهمّ كلّ مَن في هذه الغرفة بشكل حاسم |
Tüm bunları durdurmak için kararlı ve hızlı hareket etmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تتصرف بشكلٍ حاسم وسريع لتضع حدًا لكل هذا. |
Özünde bu çok önemli ve neredeyse değer verdiğimiz diğer her şey için de çok mühim. | TED | فهذا مهم في حد ذاته كما أنه شيء حاسم فيما يتعلق بكل ما نهتم به. |
Açıklamaktan üzüntü duyarım ki elimizdeki bilgiler yetersiz. | Open Subtitles | يؤسفني أن أعلن أن الدليل الذي لدينا غير حاسم |
Bazen, beynin belirleyici olduğunu hissederiz, beyin bizim kim olacağımızı belirler. | TED | لذلك نشعر أحيانا أن المخ حاسم, أن المخ يحدد من سنكون في المستقبل. |
Her geçen kuantum parçası önemli bir farkla simetrik düşmektedir. | Open Subtitles | التناظر وصولا إلى كل الجسيمات الكمية الاخيره بفارق واحد حاسم |
Bunun nedeni yaratıcılığın önemli bir bileşeninin yalnızlık olması. | TED | وهذا لأن العزلة عنصر حاسم في كثير من الأحيان للإبداع. |
söylemek kesinlikle doğru değil ancak en önemli şey olmaması da beni şaşırtmıştı.. | TED | إن هذا ليس حاسم تماما، هذا لا يعني ان الفكرة ليست مهمة، لكن ما فاجأني حقا ان الفكرة لم تكن أهم عامل مؤثر. |
İnsanlığa olan güvenimizi yeniden inşa etmemiz, cesurca ve açıkça birlikte durmamız gereken çok önemli bir dönemdeyiz. | TED | نحن في وقت حاسم نحتاج فيه إلى استرجاع ثقتنا في الإنسانية والوقوف معًا بجرأة وبشكل واضح. |
Almanya, Amerikalılar Fransa'ya akın etmeden kesin bir zafer elde etmekte başarısız olmuştu. | Open Subtitles | أخفقت ألمانيا في تحقيق نصر حاسم قبل تدفق الأمريكان إلى فرنسا |
Tüm değişkenlere ve kesin olmayan otopsiye, | Open Subtitles | على الرغم من كل المتغيرات وتشريح الجثة الغير حاسم |
Artik sunu kesin olarak biliyoruz ki, gerçek anlamda yiyecege ihtiyaç duymuyorlar. | Open Subtitles | حسنا، نعرف الآن بشكل حاسم أنه ليست لهم حاجة حقيقية للتغذية |
Bu yüzden size Ella'yı anlattım, çünkü ben ilişkileri bu zorlu sorunların bazılarını çözmeye sahip kritik bir kaynak olduğunu düşünüyorum. | TED | اذن أنا أخبركم عن إيلّا لأنني أعتقد أن العلاقات هي مصدر حاسم لدينا لحلّ بعض هذه المشاكل المستعصية. |
Bununla birlikte, uyuyan toparlağı iki üçgene böldüğünüzde kritik bir keşif yapıyorsunuz. | TED | ولكن، عندما تقطع المُثلث الخامل إلى اثنين، تتوصل لاستكشاف حاسم. |
Bu da bize en son ve kararlı hareketimizi yapmak için yeterince zaman verecektir. | Open Subtitles | التي ستدوم وقتا طويلا كافيا لنا للقيام بتحرك نهائي حاسم |
Ren. Nen auranızı güçlendirmeye yöneliktir. Kuvvetinizi arttırmak için çok mühim bir yetenektir. | Open Subtitles | "الرين"، أسلوب ينتج طاقة ذات قوّة بالغة، إنّه أسلوب حاسم لزيادة مُعدّل طاقتكَ" |
Müvekkilimi, somut delil yerine, yetersiz bir tanık ifadesi... ile gözaltına almanızı garipsiyorum. | Open Subtitles | و لكني لا اري ذلك عاديا انك اخذتم المتهم رهن الاعتقال بناءا علي شاهد غير حاسم و ليس ادله قويه |
Kaderi birçok insanın yaşamı ve ölümü konusunda belirleyici olacaktı. | Open Subtitles | مصيره سيكون حاسم للعديد من حياة وموت الناس |
Kemik iliğinden bir sonuç alamadık. Tek yol dalak biyopsisi. | Open Subtitles | لا، نخاع عظمه غير حاسم فحص المثانة هو الحل الوحيد |
1986'da Yargıtay, eyaletlerin, niye idam edildiğini anlamayan mahkumları idam etmemesine karar verdi. | Open Subtitles | بشكل حاسم بعدم جواز تنفيذ الحكم لأي شخص لا يدرك جرائمه |
Ben sadece, bu yer kapanır kapanmaz mutfakta aptal ve kararsız aptallarla yatan bir kızım. | Open Subtitles | ماذا تكونين أنتِ فى تلك القصه ؟ أنا مجرد فتاه تعاشر شخص قبيح فاشل وغير حاسم فى المطبخ بمجرد غلق هذا المكان |
Özel Tim'de 10 kat daha önemlidir. hayati önem taşır. | Open Subtitles | وبالقوّة الضاربة، تعد هامة أكثر بـ10 مرّات إنّه أمر حاسم. |
Bir rehine krizinde polisle ilk temas kritiktir. | Open Subtitles | أول اتصال مع الشرطة أمر حاسم كلمة واحدة خاطئة من الخاطف |