ويكيبيديا

    "حاسم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • önemli
        
    • kesin
        
    • kritik
        
    • kararlı
        
    • mühim
        
    • yetersiz
        
    • belirleyici
        
    • sonuç
        
    • önem
        
    • karar
        
    • kararsız
        
    • önemlidir
        
    • karara
        
    • hayati
        
    • kritiktir
        
    Hiçbir kadının işlerime karışmasını istemiyorum. Bu benim için çok önemli. Open Subtitles لا أريد لأى امرأة أن تتدخل فى شئونى انه أمر حاسم
    Hiç bir polis çok önemli bir kanıtı yer mi? Open Subtitles ما هو نوع من شرطي يأكل قطعة حاسم من الأدلة؟
    kesin bir şey yok ama darp noktalarından örnek aldım. Open Subtitles لا شئ حاسم لكن لكن مسحت عينة من نقاط الصدمة
    Bir nefes alıp soğukkanlı olmanızı ve Matthew Poncelet'ın kesin ölüm cezasını karara bağlamanızı istiyorum. Open Subtitles أناشدكم بأخذ نفس عميق واتخاذ موقف حاسم وتستكملوا اجراءات إعدام ماثيو بونسليت
    Burada bulunma nedenim bu odaki herkes için kritik önem arz ediyor. Open Subtitles ولكن ما جئتُ لفعله يهمّ كلّ مَن في هذه الغرفة بشكل حاسم
    Tüm bunları durdurmak için kararlı ve hızlı hareket etmelisin. Open Subtitles عليك أن تتصرف بشكلٍ حاسم وسريع لتضع حدًا لكل هذا.
    Özünde bu çok önemli ve neredeyse değer verdiğimiz diğer her şey için de çok mühim. TED فهذا مهم في حد ذاته كما أنه شيء حاسم فيما يتعلق بكل ما نهتم به.
    Açıklamaktan üzüntü duyarım ki elimizdeki bilgiler yetersiz. Open Subtitles يؤسفني أن أعلن أن الدليل الذي لدينا غير حاسم
    Bazen, beynin belirleyici olduğunu hissederiz, beyin bizim kim olacağımızı belirler. TED لذلك نشعر أحيانا أن المخ حاسم, أن المخ يحدد من سنكون في المستقبل.
    Her geçen kuantum parçası önemli bir farkla simetrik düşmektedir. Open Subtitles التناظر وصولا إلى كل الجسيمات الكمية الاخيره بفارق واحد حاسم
    Bunun nedeni yaratıcılığın önemli bir bileşeninin yalnızlık olması. TED وهذا لأن العزلة عنصر حاسم في كثير من الأحيان للإبداع.
    söylemek kesinlikle doğru değil ancak en önemli şey olmaması da beni şaşırtmıştı.. TED إن هذا ليس حاسم تماما، هذا لا يعني ان الفكرة ليست مهمة، لكن ما فاجأني حقا ان الفكرة لم تكن أهم عامل مؤثر.
    İnsanlığa olan güvenimizi yeniden inşa etmemiz, cesurca ve açıkça birlikte durmamız gereken çok önemli bir dönemdeyiz. TED نحن في وقت حاسم نحتاج فيه إلى استرجاع ثقتنا في الإنسانية والوقوف معًا بجرأة وبشكل واضح.
    Almanya, Amerikalılar Fransa'ya akın etmeden kesin bir zafer elde etmekte başarısız olmuştu. Open Subtitles أخفقت ألمانيا في تحقيق نصر حاسم قبل تدفق الأمريكان إلى فرنسا
    Tüm değişkenlere ve kesin olmayan otopsiye, Open Subtitles على الرغم من كل المتغيرات وتشريح الجثة الغير حاسم
    Artik sunu kesin olarak biliyoruz ki, gerçek anlamda yiyecege ihtiyaç duymuyorlar. Open Subtitles حسنا، نعرف الآن بشكل حاسم أنه ليست لهم حاجة حقيقية للتغذية
    Bu yüzden size Ella'yı anlattım, çünkü ben ilişkileri bu zorlu sorunların bazılarını çözmeye sahip kritik bir kaynak olduğunu düşünüyorum. TED اذن أنا أخبركم عن إيلّا لأنني أعتقد أن العلاقات هي مصدر حاسم لدينا لحلّ بعض هذه المشاكل المستعصية.
    Bununla birlikte, uyuyan toparlağı iki üçgene böldüğünüzde kritik bir keşif yapıyorsunuz. TED ولكن، عندما تقطع المُثلث الخامل إلى اثنين، تتوصل لاستكشاف حاسم.
    Bu da bize en son ve kararlı hareketimizi yapmak için yeterince zaman verecektir. Open Subtitles التي ستدوم وقتا طويلا كافيا لنا للقيام بتحرك نهائي حاسم
    Ren. Nen auranızı güçlendirmeye yöneliktir. Kuvvetinizi arttırmak için çok mühim bir yetenektir. Open Subtitles "الرين"، أسلوب ينتج طاقة ذات قوّة بالغة، إنّه أسلوب حاسم لزيادة مُعدّل طاقتكَ"
    Müvekkilimi, somut delil yerine, yetersiz bir tanık ifadesi... ile gözaltına almanızı garipsiyorum. Open Subtitles و لكني لا اري ذلك عاديا انك اخذتم المتهم رهن الاعتقال بناءا علي شاهد غير حاسم و ليس ادله قويه
    Kaderi birçok insanın yaşamı ve ölümü konusunda belirleyici olacaktı. Open Subtitles مصيره سيكون حاسم للعديد من حياة وموت الناس
    Kemik iliğinden bir sonuç alamadık. Tek yol dalak biyopsisi. Open Subtitles لا، نخاع عظمه غير حاسم فحص المثانة هو الحل الوحيد
    1986'da Yargıtay, eyaletlerin, niye idam edildiğini anlamayan mahkumları idam etmemesine karar verdi. Open Subtitles بشكل حاسم بعدم جواز تنفيذ الحكم لأي شخص لا يدرك جرائمه
    Ben sadece, bu yer kapanır kapanmaz mutfakta aptal ve kararsız aptallarla yatan bir kızım. Open Subtitles ماذا تكونين أنتِ فى تلك القصه ؟ أنا مجرد فتاه تعاشر شخص قبيح فاشل وغير حاسم فى المطبخ بمجرد غلق هذا المكان
    Özel Tim'de 10 kat daha önemlidir. hayati önem taşır. Open Subtitles وبالقوّة الضاربة، تعد هامة أكثر بـ10 مرّات إنّه أمر حاسم.
    Bir rehine krizinde polisle ilk temas kritiktir. Open Subtitles أول اتصال مع الشرطة أمر حاسم كلمة واحدة خاطئة من الخاطف

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد