| O kurmaca kitapları okumayı bırakıp gerçekleri öğrenmeye başlamanın vakti geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لأن تبتعد عن هذه الكتب الخيالية و تبدأ بالتعلم عن الحقائق |
| Sanırım yolunuza gitmenizin vakti geldi. | Open Subtitles | أعتقد أن حان الوقت لأن تبتعد من هنا، الآن |
| Başaramadığımızı anlamışlardır. Ortadan kaybolma vakti geldi. | Open Subtitles | قبل ساعتين، سيعرفون أنّنا فشلنا الآن، حان الوقت لأن نختفي |
| Kendi ayaklarının üstünde durmanın zamanı geldi Randall. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لأن يكون رجلك الخاص، راندل. |
| Bu yüzden, şimdi, mahkûmiyetinin okunmasının ve idamla sonuçlanmasının zamanı geldi. | Open Subtitles | والان، حان الوقت لأن نقرأ عليك الحكم ولتنفيذ هذا الحكم |
| Çocukla çocuk olma zamanın geldi. | Open Subtitles | استعد. حان الوقت لأن تُصبح طبيباً نفسياً مع الصبيّ. |
| Belki de zor kararları başka birinin alma zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | اعتقد حان الوقت لأن يأخد شخصاً ما دور القيادة هنا |
| - Sanırım işini görüp, yoluna gitmenin vakti geldi. | Open Subtitles | أظنه حان الوقت لأن تتعامل في الأمور ب طريقتك |
| Yine de bir göz atmanın vakti geldi. | Open Subtitles | أعتقد انه قد حان الوقت لأن تحصلي على لمحة |
| Süper kahraman ayaklarını bırakıp tekrar yeşil sahalara dönme vakti geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لأن تتخلي عن لعب دور البطلة الخارقة وتعودي إلى اللعبة بشكل رسمي |
| Sevgili kardeşimin icabına bakılma vakti geldi. | Open Subtitles | لذا حان الوقت لأن يتم التعامل مع أخي العزيز |
| Zenginlerin sorumluluklarını görmezden gelmeyi bırakma vakti geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لأن يتوقف الأغنياء عن تجنّب مسؤوليتهم. |
| Ama artık onu kullanmayı hak eden birisinin kullanma vakti geldi. | Open Subtitles | ولكن قد حان الوقت لأن يستحق شخص ما استعمالها |
| Ürettiğimiz artıklar için sorumluluk alma zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لأن نبدأ بتحمل مسؤولية إهمالنا الذي نقوم به |
| Sanırım size iyi geceler dileme zamanı geldi. | Open Subtitles | إذا ، أعتقد أنــه حان الوقت لأن أقول ليلة سعيدة |
| Artık kendi başlarına yaşama zamanı geldi. | Open Subtitles | والآن لقد حان الوقت لأن يعيشوا في عالمهم |
| Başını o kurgu kitaplardan kaldırıp biraz gerçekleri öğrenmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لأن تبتعد عن هذه الكتب الخيالية و تبدأ بالتعلم عن الحقائق |
| Sorumluluk alma zamanın geldi. | Open Subtitles | حان الوقت لأن تتعلم بعض المسئولية |
| Gerçeği bilme zamanın geldi... Ben sakarım. | Open Subtitles | حان الوقت لأن تعرف الحقيقه أنا خرقاء |
| Nişanlanma zamanın geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لأن تُخطب{\pos(192,240)} |
| Belki de bağlantılar kurmamızın, işi resmiyete dökmemizin zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لأن نتخذ و نجعل هذه الجماعة رسمية. |
| Tommy, belki de geri dönmenin zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | تومي " ربما قد حان الوقت لأن تعود للبيت " |