| İp yok, kürek yok, zincir yok, Çantayı doldurmak için kirece gerek yok! | Open Subtitles | لا أريد حبلاً, ولا مجرفة, و لا منشار كهربائي, و لا كيس جير |
| Dünya Ticaret Merkezi Kuleleri arasına ip gerip üstünde yürüyeceğim. | Open Subtitles | سوف أربط حبلاً بين برجيّ مركز التجارة العالمية وسأمشي عليه. |
| Bağırırım: "Uzaklaşmayın Beyler, bir ip daha getirin" | Open Subtitles | فسأصرخ : لا تكملوا يا أولاد أحضروا حبلاً آخر |
| Benim kamyonetin arkasına halat takıp heykele bağlarız ve en yakın çöpe atarız. | Open Subtitles | نأخذ حبلاً نربطه حول التمثال ونربطه في مؤخرة شاحنتي ونسحبه الى اقرب مرمى |
| Sonra hava karardı, ama sonunda arama ışıkları onu buldu ve bir halat uzattılar, İki çocuğu sıkıca tutmuş bir kadın görmelerine çok şaşırmışlardı. | TED | وأصبح الجو مظلماً، لكن أخيراً وجدتها الكشافات ومدوا لها حبلاً مذهولين من رؤية امرأة متشبثة بطفلين. |
| Evet, kızın boynuna ipi geçirdi, onu boğdu ve cesedini donmuş göle attı. | Open Subtitles | نعم، لقد وضعت حبلاً حول رقبتها، وقامت بشده، ورمت بجثتها في بحيرة متجمدة. |
| Boynuma bir ip bağlasana. İhtiyacın olduğunda çekersen gelirim. | Open Subtitles | لماذا لا تضع حبلاً حول رقبتى وتجذبه عندما تحتاج إلىّ |
| Belime bir ip bağlayıp bırakmazsınız, sonra birisi gelir bizi götürür ve başka bir yerde yaşamaya devam edebiliriz. | Open Subtitles | يمكنكِ أن تربطي حبلاً حولي و تمسكيه، و عندئذ شخصا ما يستطيع أن يأتي و يساعدنا، و نستطيع أن نعيش في مكان آخر |
| Bu herkese örnek olsun diyorum. Kimde ip var? | Open Subtitles | أرى أنه يجب أن نجعل منه عبرة، من يملك حبلاً ؟ |
| Bir ip buldum ve çekmeye başladım tüm bu ıstakozlar çıkıverdi. | Open Subtitles | وجدت حبلاً وتتبعته، فوجدت كل تلك السرطانات |
| Bana bir yer açmalarını sağlayın. Ya da size bir ip atarım. | Open Subtitles | ليفسحوا لي مكاناً للهبوط أو أدلي لك حبلاً |
| Hiçbir zaman ip kullanmıyor. Koli bandı ve streç film kullanıyor.. | Open Subtitles | ولا يستخدم حبلاً مطلقاً بل يستخدم شريطاً لاصقاً وأغطية بلاستيكيّة |
| O şey ip gibiydi, ya da yangın hortumu gibi. | Open Subtitles | اعتقد أنه كان مثل حبلاً أو خرطوم نار, أتعلم؟ |
| Bu bir ip. Anahtarlarım için, öyle değil mi? | Open Subtitles | ، ذلك حبلاً من أجل مفاتيحي ، أليس كذلك ؟ |
| Ben halat var dedim... ve halat orada. | Open Subtitles | قلت لك أنّني سآخذك لتجد حبلاً و ها هو أمامك |
| Asmalardan halat örsek bile tutturacak bir şey yok. | Open Subtitles | حتّى لو حبكنا حبلاً فليس هناك ما نربطه به |
| Gecenin ortasında evinden çıktın, bir halat ve cüruf betonu bulup ayak bileklerine bağladıktan sonra o lanet göle attın. | Open Subtitles | لقد خرجتَ من منزلك في منتصف الليل.. ولقد وجدتَ حبلاً وحجراً |
| Boynundan asilmissa zaten bir ipi vardir. | Open Subtitles | إن كان مُعلّقاً من رقبته، فهو يملك حبلاً بالفعل |
| Boynundan asılmışsa zaten bir ipi vardır. | Open Subtitles | إن كان مُعلّقاً من رقبته، فهو يملك حبلاً بالفعل |
| umarım yanında uzatma kablosu da getirmiştir. | Open Subtitles | فقط أتمنى أن يحضر لى حبلاً للإطاله |
| Güçlü bir halatla pencereden indirebilirsin aslında. | Open Subtitles | سوف تقوم بإنزاله من خلال النافذة بواسطة حبلاً قوياً ؟ |
| Köprüde karşılaşmıştık. Boynuma kement atmıştın. | Open Subtitles | لقد تقابلنا على الجسر، لقد ربطتَ حبلاً على رقبتي. |
| Büyükelçi Wilson, boynunda bir ilmek ile basın toplantısı düzenledi ve basın açıklamasında şunları söyledi: | Open Subtitles | وحضر السفير لمؤتمر صحفي وهو يضع حبلاً حول رقبته وقال للصحفيين |