| El kreminin yanına hap ya da uyuşturucu zulalamış mı? | Open Subtitles | انظروا إن كان يخبىء بودرة أو حبوباً مع مرطب اليدين |
| Çok hap aldığını ve hastane için tehlike oluşturduğunu mu? | Open Subtitles | أنه يتناول حبوباً كثيرة و يشكل خطورة على المستشفى؟ |
| Bir seferinde ilaç dolabından hapları alalım dedi ama .... ben reddettim. | Open Subtitles | لقد اقترحت مرّةً أن نأخذ . حبوباً من خزانة الأدويّة، لكنّي رفضت |
| İnsanlara ilaç verilmemesi gerektiğini düşünüyorum çünkü yaptıkları şey gayet doğal. | Open Subtitles | لا أعتقد أن الناس يجب أن يُعطوا حبوباً فقط لأنهم يفعلون كل شيء طبيعي |
| Fakat eğer ağrım varsa, bir sürü hapa ihtiyacım olacak. Tamam. | Open Subtitles | لكن إن كنت أتألم كثيراً فأريد حبوباً كثيرة |
| Elbette, uyku hapı aldığı için, onu uyandırmadan kolunun bir kısmını kesebilirsin. | Open Subtitles | وطبعاً يكون تناول حبوباً منومة فتستطيعين جرح ذراعه قليلاً من دون إيقاظه |
| Hafızasını güçlendirmek için şarlatan bir doktordan aldığı hapları yutardı. | Open Subtitles | و حتى يبقي ذهنه صافياً فإنه يتناول حبوباً عشبية بنغالية |
| Fakat Munchausen hastası yakalanacağını anladığı an üzerinde tehlikeli, nöbete neden olabilir yazan haplar gördüğünde, birkaç tane yutabilir. | Open Subtitles | "لكن إن ظنت مريضة بداء "مانشاوزن أنه سينكشف أمرها و ترى حبوباً مكتوب عليها "خطيرة، قد تسبب النوبات" قد تأخذ حبتين |
| Etrafta gezinip şehirdeki her çocuk için... mısır gevreği hazırladığımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أنني أدور وأضع حبوباً لكل طفل في البلدة؟ |
| Çok hap aldığını ve hastane için tehlike oluşturduğunu mu? | Open Subtitles | أنه يتناول حبوباً كثيرة و يشكل خطورة على المستشفى؟ |
| Bana tecavüz ettikten sonra birkaç hap verdiler ama sanırım çok geçti. | Open Subtitles | بعد أن أغتصبت، جعلوني أتناول حبوباً ولكن أعتقد أنه كان قد فات الأوان |
| O da bana müthiş bir kaygı giderici hap verdi. | Open Subtitles | و لكمت بضع مخدات و وصفت لي حبوباً رائعه مضادة للقلق |
| Demek bana hap verip sonra da evi yaktın? | Open Subtitles | اذن أعطيتني حبوباً منومة ثم أشعلت المنزل؟ |
| Adam bir depoya kaçmış, o ve ortağı onu takip edip, yakalamışlar ve yaklaşık 200 bin dolar değerinde hap bulmuşlar. | Open Subtitles | الآن، اتجه إلى مستودع، هي وزميلها تبعوه، أفرغوه، ووجدوا مايقارب حبوباً تساوي 200 ألفاً |
| İşimi yapabilmek için ilaç mı almam lazım yani? | Open Subtitles | ويتوجّب عليّ أن أتعاطي حبوباً للسعادة لكي أقومَ بمهام وظيفتي |
| Kolestrol haplarına ek olarak aynı zamanda, ...cinsel dürtüsü için de ilaç alıyor. | Open Subtitles | بالإضافه للحبوب التي يتناولها لإرتفاع نسبه الدهون لديه، فأنه يتناول أيضاً حبوباً لغريزته الجنسية. |
| Ona ilaç bıraktım. | Open Subtitles | تركت لها حبوباً تأخذها بعد الأكل |
| Fakat eğer ağrım varsa, bir sürü hapa ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | لكن إن كنت أتألم كثيراً فأريد حبوباً كثيرة |
| Doktor'dan uyku hapı aldım, efendim. Belki istersiniz | Open Subtitles | أخذت حبوباً منومه من الطبيب فى حالة إذا أحتجت إليها |
| Bana tecavüze ettikten sonra, bana haplar verdiler. | Open Subtitles | بعد أن أغتصبت جعلوني أتناول حبوباً |
| Burada oturup herkesin devamlı mısır gevreği yemesini izlemeyecektim! | Open Subtitles | ليس فقط أن اجلس هنا بينما يَأكل الجميع حبوباً لانهائية |
| Uyku ilacı almıştım. Uyuyamıyorum. | Open Subtitles | لقد تناولت حبوباً منومة لست قادرة على النوم |