| Pek çok doğum uzmanı ve jinekolog bu ülkenin kadınlarına olan sevgilerini gösteremiyor. | Open Subtitles | الكثير مِنْ جِنِّ لَيستْ قادرة على المُزَاوَلَة حبّهم مَع النِساءِ عبر هذه البلادِ. |
| Sadece köyülerin bağlılıklarını ve hayırsever asil kadına olan sevgilerini gözlemliyorum. | Open Subtitles | كنت اراقب وأُلاحظُ ولاء وتفاني الفلاحين، حبّهم لهم من الحسنات الملكية. |
| Ve Dooley, Medora lisesi öğrencilerinin edebiyata olan sevgilerini diri tutmayı kendisine görev edinmişti. | Open Subtitles | "وجعل (دولي) من واجبه أن يحرص على أن يحافظ طلاّب ثانوية (ميدورا)" -على حبّهم للأدب" " |
| Sana sevgilerini yolladılar. | Open Subtitles | ويبلّغوك حبّهم |