| Yanıkları o kadar kötüydü ki sarılmama bile izin vermediler. | Open Subtitles | حرقها كان من الشدة . حتى أنهم لم يدعونى أحملها |
| Kafeteryada yanıma bile oturmayan tiplerdi, ...ama hepsini gömdüm. | Open Subtitles | حتى أنهم لم يجلسوا بجنابي في الكافتيريا اللعينة لكن سددت جميع الضربات في المياه ومنذ ذلك الحين |
| Vurulduğu silahı bile bulamadılar. | Open Subtitles | حتى أنهم لم يستطيعون العثور على المسدس الذي قتُل به |
| Bu sebeple onu göndermişler. Doğduğunu bile kabul etmiyorlar. | Open Subtitles | . لذلك تخلوا عنه , حتى أنهم لم يعترفوا بوجوده |
| Sonraki vardiyanın adamı gelene kadar adamı bulamamışlar bile. | Open Subtitles | حتى أنهم لم يجدو الرجل إلى أن جاء واحد من الرفاق القادمين لمناوبتهم |
| Birbirlerinden başka kimseleri yoktu -- ailelerinin kim olduğunu bile bilmiyorlardı. | TED | لم تكن لديهم عائلة غير بعضهم البعض... حتى أنهم لم يعرفوا من والديهم. |
| Ödüllerini almak için bile beklemediler. | Open Subtitles | حتى أنهم لم ينتظروا أن يأخذوا أجرهم |
| Pekâlâ. Sahte kimliklerimizi bile kontrol etmediler. | Open Subtitles | " ReDzawe " حسنا , حتى أنهم لم يتفقدوا هوياتنا المُزورة |
| Ve benim orada olduğumu fark etmediler bile. | Open Subtitles | حتى أنهم لم يلاحظو أنني كنت هناك |
| Onu bir düdük bile vermemişler. | Open Subtitles | حتى أنهم لم يعطوه صافرةً لعينة |
| Polis soruşturmanın daha başından Jennifer'a odaklandı arabayı kaçırana dönüp bakmadılar bile. | Open Subtitles | ركزت الشرطة على (جنفر) في التحقيقات حتى أنهم لم يبحثوا عن السيارة المسروقة |
| - Doktor, birbirlerini bile hatirlamadilar. | Open Subtitles | حتى أنهم لم يتذكروا بعضهم |
| Teşkilat Frank'in kafadan kontak olduğunu düşündü. Ne bulduğunu dinlemediler bile. | Open Subtitles | الوكالة ظنت ان (فرانك) مجنوناً حتى أنهم لم يريدوا سماع ماذا إكتشف |
| John G'yi aramadılar bile. | Open Subtitles | حتى أنهم لم يكونوا يبحثوا عن (جون ج. ) |
| John G.'yi aramıyorlardı bile. | Open Subtitles | حتى أنهم لم يكونوا يبحثوا عن (جون ج. ) |