| Böylece tekne üreticileri, dikiş yerine demir çivileri kullanmaya başladılar. | TED | لذا شرع بنّاؤو السّفن في استخدام مسامير حديدية بدل الحياكة. |
| Bizi deniz dibine tutturacak uçları kancalı dev demir kancalar olduklarını tahmin ediyordum. | Open Subtitles | إعتقدت بأنهم كانوا أشياء حديدية ثقيلة كبيرة مع خطاف لإحتجازنا في قاع البحر. |
| Aşağı vadinin insanlarının onları acımasızca boyunduruğuna almış demir bir iblisten kurtuluşu. | Open Subtitles | كيف تحرر الناس بالوادي المنخفض من العبودية.. لأفعى حديدية حكمتهم بلا رحمة |
| Gecenin bu saatinde, nereden çelik kutular bulabilirim onu araştırıyorum. | Open Subtitles | سأرى كيف يمكننى أن أبتاع صنايق حديدية فى هذه الساعة |
| Bil bakalım altı ay sonra hangi kumar bağımlısının başparmaklarında metal pim vardı? | Open Subtitles | بعد 6 اشهر خمني اي مدمن قمار اصابعه دخل فيها دبابيس حديدية ؟ |
| içeri girme... wow anneciğim, ne oyunculuk işte demir hindistan cevizi,senin için. | Open Subtitles | .. لا تدخل آداء رائع يا أمّي هاكِ جوزة هند حديدية لكِ |
| Amerika doğuya doğru taşındığında daha fazla tren vagonu eklemedik, yeni demir yolları inşa ettik. | TED | عندما توجه الامريكيين للغرب لم نزف المزيد من العربات المقطورة, لقد بنينا سككا حديدية |
| Çatı yapısı, normal olarak betonun içinde saklanan ucuz demir çubuklardan yapıldı. | TED | بنية السقف مصنوعة من قضبان حديدية رخيصة مختبئة عادة خلف الأسمنت |
| Ruhu aynaya geçer ve demir zincirler içinde ölüme sürüklenir. | TED | تدخل روحه المرآة ويتم سحبه بعيداً في سلاسل حديدية حتى يلقى حتفه. |
| ve burunlarını delmek için kızgın bir demir iğne kullanıyorlar. | TED | ويستخدمون إبرة حديدية حمراء حارة لإحداث ثقب عبر الكمامة. |
| Bu cep telefonu şeklindeki bir kutu, içinde hareket ettirebildiğimiz demir bir ağırlık var. Ve neresinin ağır olduğunu hissedebilirsiniz. | TED | انه على شكل غلاف لجهاز محمول ولديه كتلة حديدية في داخله تتحرك ويمكنك ان تشعر بوزنها |
| Sopa, bıçak veya demir kullanmayın. | Open Subtitles | حسناً ، فقط لا تستخدموا أي عصي أو سكاكين أو قطع حديدية |
| Sopa, bıçak veya demir kullanmayın. | Open Subtitles | حسناً ، فقط لا تستخدموا أي عصي أو سكاكين أو قطع حديدية |
| Amerika Birleşik Devletlerinden, Meksika'ya kadar gidecek bir demir yolu. | Open Subtitles | بناء خط سكة حديدية من الولايات المتحدة إلى المكسيك |
| Onunkiler daha çok kırmam gereken, çelik ve betondan ...oluşan güvenlik kapıları gibiydiler. | Open Subtitles | وعيناها كأنهم أبواب خزنة حديدية بأقفال على أن أحلهم |
| Bir hat üzerinde dizilmiş sabit çelik bilyelere çarpan bir çelik bilye düşünün. | Open Subtitles | كرة حديدية تتدحرج على مسار وتضرب صفا من الكرات الثابتة |
| Güçlü, çelik kelepçeye dikkat et. Bundan kurtulabilir misin? | Open Subtitles | لاحظوا القيود حديدية و صلبة , أتستطيع أن تفلت من ذلك ؟ |
| metal işleme olanaklarımızı tahrip etmeyi denediler... örslerin altına barut fıçıları yerleştirerek. | Open Subtitles | حاولوا تدمير قدراتنا الدفاعية. بإستخدام البارود ووضعه تحت سندانات حديدية. |
| Şunu söyleyeyim ki Demirden bir iraden varmış. | Open Subtitles | : سأقول التالي لا بد أن لديك إرادة حديدية |
| Siz düdüğü değil. demiryolu kavşağındaki tren düdüğü. Orayı bulursak onu da buluruz. | Open Subtitles | يبدو أنها على مقربة من سكة حديدية اذا وجدنا السكة نكون قد وجدناها |
| Süper güçler, gizli kimlikler, Iron Fist'ler gibi kendimizi güçlü ve özel hissettirecek şeyleri benimseriz. | Open Subtitles | نمنح أنفسنا قوى خارقة وهويات سرية و"قبضات حديدية"، وأشياء تشعرنا بالقوة والتميز. |
| Yemin ederim, üyelere özel ceketinin dirseklerine o yamaları ütüyle yapıştırırdı. | Open Subtitles | على اية حال، اقسم بالله انه كان يضع رقع حديدية على مرافق اعضائة لستراتهم لانه |
| Birkaç kaçık işe yaramaz Ermeni satıcı levyeyle üstüne gelmiş. | Open Subtitles | لقد هاجمه واحد من موزعى المخدرات الحُقراء مُستخدماً عتلة حديدية |